2/62. Şüphe yok ki, îman edenler (dilleriyle îman etmiş görünen Münâfıklar “Beydâvî ve Medârik” veya daha önceki peygamberlere inananlar “Celâleyn” ile), Yahûdiler, Hristiyanlar ve Sâbiîler (Mecûsîlerle Hristiyanlar arasında bir kavim veya meleklere tapanlar) ki, bunlardan her kim, (Muhammed “aleyhisselâm”ın tebliğ ettiği dine göre ihlâsla, samimiyetle Allah’a ve âhıret gününe îman eder ve (yine onun tebliğ ettiği dine göre) sâlih amel (beş vakit namaz başta olmak üzere Kitap, sünnet ve akla uygun iş) yaparsa, elbette bunların Rableri katında (îman ve sâlih amel karşılığı va’dedilen) mükâfatları vardır. Onlar için (âhirette azap görme konusunda) bir korku yoktur ve onlar (ömürlerini boş yere harcama gibi dünyada bıraktıklarıyla ilgili) üzülmeyeceklerdir (de).

(Müfessirler, bu âyetin tefsirinde şu açıklamayı yapmışlardır:

Yahûdiler, Hristiyanlar ve Sâbiîler, eğer Muhammed aleyhisselam’ın şeri’atını kabul edip Müslüman olurlarsa, onlar için korku ve hüzün yoktur. Bk. Celâleyn, Beydâvî, Taberî, Râzî, Mazherî, Ebu’s-suûd Efendi, Elmalılı.

Ayetteki “Allah’a îman”, bütün peygamber ve kitaplara îmanı, yani îmanın altı esasını kapsamaktadır. Eğer Muhammed aleyhisselam’ın şeri’atını kabul edip Müslüman olurlarsa, demektir. Bk. Mâturîdî, Kurtubî, Semerkandî.

Hiçbir Ehl-i Sünnet âlimi, Ehl-i kitab’ın Peygamber aleyhisselâm’ın şeriatını kabul etmeden, “Müslüman oldum” demeden, Ahiret’te azaptan kurtulacaklarını söylememiştir.

Küfür, dalâlet ve bid’at ehli, Allah’a ve Ahiret gününe inanan ve kendi dinlerine göre iyi işler yapan Ehl-i kitab’ın, Ahiret’te kurtulacaklarına inanmaktadırlar. Hâlbuki çeşitli âyet-i kerimelerde Ehl-i kitab’ın kâfir oldukları beyan edilmektedir. Bk. Mâide,17, 72, 73.

Ebu’s-suûd Efendi, Nisa 48. âyetin tefsirinde şu hükme yer vermiştir: “İslam şeriati, bütün Ehl-i Kitab’ın şirk ehli olduklarını açıkça belirtmiş ve kâfirlerin bütün sınıflarının sonsuz cehennemde kalacaklarına hükmetmiştir.”)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

62 ﴿