2/256. Dinde (hak dine, İslâm’a girişte) zorlama yoktur. (Îman, esas itibariyle kulun kendi irâdesiyle karar vermesi, kalbin de onu tasdîk etmesi/onaylamasıdır. Dilin söylemesi, o kişinin bulunduğu toplumda Müslüman muamelesi görmesiyle ilgilidir.) Rüşd (îman veya hak yahut hidâyet), gayydan (küfürden veya bâtıldan yahut sapıtmadan) (açık delillerle) ayrılmış (ve meydana çıkmış)tır. Kim tâğûtu (şeytânı veya putları yahut Allah’a ibâdet etmeye mâni olan şeyleri) inkâr edip (reddedip, onlardan yüz çevirip) Allah’a (O’nu birleyerek ve Resûlünü kabul ederek) îman ederse, muhakkak ki o, kopmayan, sağlam bir kulpa (hakka, İslâm dinine) yapışmıştır. Allah (mü’minin îman ve kâfirin inkâr sözlerini) işitendir (ve) (niyetleri ve yapılanları hakkıyla) bilendir.

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

256 ﴿