6/122. (Kalbi) ölü (küfür ve dalâlette) iken (îman ile) dirilttiğimiz ve kendisine, insanlar (Mü’minler) arasında yürüyeceği (hakkı bâtıldan ayırabileceği) bir (basîret) nur(u) verdiğimiz kimsenin durumu, hiç, karanlıklar (küfür inançlar) içinde kalmış, ondan (o küfür ve dalâletten) hiç çıkmamış (ayrılmamış) bir kimsenin durumu gibi olur mu? İşte kâfirlere, işlemekte oldukları (günahlar, şeytan’ın da telkiniyle iradelerini küfürden yana kullandıklar için) böyle süslü (câzip) gösterilmiştir. (Ayet-i kerimelerde îmansız kalpler “kâfirler”, ölü; îmanlı kalpler “Mü’minler” ise, diri olarak ifade buyrulmuştur.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

122 ﴿