8/67. (Bu âyet'i kerîme, Müslümanlar Bedir esirlerinden fidye aldıklarında inmiştir.) Hiçbir peygamber için yeryüzünde ağır basıncaya (küfür taraftarlarını azaltıncaya, İslam’ı üstün kılıncaya ve Müslümanlar her tarafa hâkim oluncaya) kadar esir almak (fidye karşılığında esirleri serbest bırakmak) yakışmaz (lâyık değildir). Siz (fidye almakla) geçici dünya menfaatini istiyorsunuz, hâlbuki Allah, ahireti (küfrü tesirsiz hâle getirerek sevap kazanmanızı) istiyor. Allah, azîz (yenilmeyen güç sahibi)dir, hakîm (her işinde hikmet sahibi)dir.

(Bedir savaşı sonunda Resûlüllah’a 70 adet savaş esiri getirilmişti. Hazret-i Peygamber, esirler hakkında yapılacak işlem için eshâbıyla istişarelerde bulundu. Hazret-i Ebû Bekir, fidye alınmasını, Hazret-i Ömer ise, öldürülmelerini teklif etmişti. Nihayet, fidye alınması ve esirlerin serbest bırakılması benimsendi. Bunun üzerine bu âyet indi “Beydâvî”.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

67 ﴿