9/7. Müşriklerin Allah katında ve Resûlü yanında bir ahdi (verdikleri sözde durmaları) nasıl olabilir? (Elbette olamaz. Çünkü onların İslam ve Müslümanlara karşı duydukları kin ve nefret, andlaşma şartlarını ortadan kaldırmıştır.) Ancak (Hudeybiye günü) Mescid-i Haram'ın yanında kendileriyle andlaşma yaptıklarınız hariç (müstesnadır). Bunlar size karşı dürüst davrandığı sürece, siz de onlara dürüst davranın. Şüphesiz Allah, Müttakîleri (verdikleri sözü bozmaktan korkan Müslümanları) sever.

(Hicret’in 6. senesinde Fetih sûresinin 27. âyetindeki bir işaret üzerine Peygamber aleyhisselâm 1400 kişilik bir kâfile ile umre yapmak için Mekke’ye yöneldi “Buhârî, Megâzî 37”. Kafile, Hudeybiye mevkiinde - Mekke’ye 17 km. uzaklıkta - konakladı. Bunu haber alan Mekkeli müşrikler, umreye müsaade etmeyeceklerini bildirdiler.

Bu durumda Müslümanlar, kâfirlerle savaşmak üzere bir ağaç altında “Fetih sûresi, 18” ölüm yemini ederek Hazret-i Peygamber’e bey’at/biat ettiler. Buna Bey’atü’r-rıdvân denir. Fakat sonra iki taraf bir andlaşma yaptı. Hudeybiye Andlaşması olarak tarihe geçen bu andlaşma ile Mekkeli müşrikler, Medine İslâm Devleti’ni resmen tanımış oldular “H.6/M.628”.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

7 ﴿