14/22. İş bitirilince (ehl- i cennet, cennet’e; ehl- i cehennem, cehennem’e girince), Şeytan da (cehennemdekilere) diyecek ki: "Şüphesiz Allah, size hak olanı (öldükten sonra dirilme, hesap, cennet ve cehennemin hak ollduğunu; iman etmeyen ve isyanda bulunanın cehennem’e gireceğini) va’d etti (bildirdi). Ben de size (keyfinize bakın, tekrar dirilme yok, cennet ve cehennem uydurma diyerek) söz verdim, ama ben yalancı çıktım (size yalan söyledim). Ancak benim sizi zorlayacak bir gücüm (ve yetkim) yoktu. (Sizin elinizden tutup günah işletmedim.) Ben sadece (inkâr ve şüphe telkininde bulunarak) sizi (küfür ve isyana) da’vet ettim, siz de hemen bana (koşarak) geldiniz. Bu durumda (sakın) beni kınamayın, (suçu bana yüklemeyin,) kendinizi kınayın (suçu kendinizde arayın. Benim sizin düşmanınız olduğunu Allahü teâlâ size bildirmişti “Fâtır,6; Zuhruf,62”). Artık ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz (Hepimiz şu anda cehennem’deyiz.). Şüphesiz ben, daha önce (dünyada) sizin, beni Allah'a ortak koşmanızı (bana itâat ederek işlediğiniz şirkinizi) inkâr ettim/reddettim (reddediyorum Fâtır,14. Çünkü siz bana ibadet ve tâatte bulunmadan önce, ben zaten kâfir olmuştum. Bu durumda siz, nasıl oldu da bana inandınız? “Semerkandî”). Şüphesiz, zâlim (kâfir)ler için, çok acıklı bir azap vardır.

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

22 ﴿