17. İSRÂ SÛRESİ

Rahmân (ve) rahîm (olan) Allah’ın ismiyle.

17/1. Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Peygamberim Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah, her türlü noksanlıktan münezzehtir (uzaktır ve şanı yücedir). Hiç şüphesiz O, her şeyi işitendir, her şeyi görendir. (Hazret-i Peygamber, bir gece Ka’be'nin çevresinde iken Cebrâil aleyhisselâm gelmiş, onu “Burak” adlı bir “binit”e bindirerek, önce Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'ya, sonra oradan da göklere yükseltmiş "Sidretü'l-Müntehâ" denilen en üst makama ulaştırmıştır. Peygamber aleyhisselâm, bu makamı da geçerek Cenab-ı Hakk'ın mekândan münezzeh olan huzuruna erişmiştir. İsrâ ve Mi’râç mu’cizesi, tabiat kanunları dışında ve Ahiret şartları içinde ruh ve beden birlikte gerçekleşmiştir. Bunu aklî ve fizikî ölçüler dahilinde anlamak mümkün değildir. Rüyada veya ruhen olmamıştır. Mescid-i Aksa da göklerde değildir.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

1 ﴿