17/15. Kim hidayeti (doğru yolu) bulmuşsa, ancak kendisi için bulmuştur, kim de dalâlete düşmüşse (kendi iradesiyle hidayetten sapmışsa) kendi aleyhine sapmıştır. Hiçbir günahkâr, başka bir günahkârın günahını yüklenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edici değiliz. (Müfessirlerin çoğu, “peygamber göndermedikçe kimseye azap edici değiliz” âyetideki azabın, “dünyada azap etmeyiz, helâk etmeyiz” şeklinde açıklamışlardır (Bk. Beydâvî, Medârik, Ebussuûd Efendi, Râzî, Kurtubî, Mâturîdî, Taberî ve diğerler). (Bu tefsirlerde ve diğer Ehl-i Sünnet kaynaklarında “fetret ehli”nin “cennete gireceği”ne dair bir ifade yer almamaktadır. Vahhâbî ve Selefiyye kaynaklarında “necât/kurtuluş” kavramı, “cennet”le açıklansa da bu konuda naklî bir delil olmadığından Cumhur ulema, “ehl-i fetret, cennete gidecektir” ifadesini kullanmamıştır.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

15 ﴿