24/11. (Mü’minlerin annesi, Resûlüllah’ın temiz, pak zevcesi Hazret-i Âişe ile ilgili) o yalan haberi (“ifk”i/iftirayı) getirenler, sizin içinizden (Abdullah b. Übey’in başını çektiği Münafıklar ve bazı gâfil Mü’minlerden) bir güruh/topluluktur. (Ey Mü’minler: Resûlüllah aleyhisselâm ile Hazret-i Âişe, Hazret-i Ebû Bekir ve Saffân b. el-Muattal radıyallahü anhüm) bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın. (Bu hitap, onlar için bir tesellidir.) Aksine o (olay sebebiyle Allah katında değerinizin ortaya çıkması) sizin için bir hayırdır. (Bu vesileyle, sabır ve hüsn-i zanla çok sevap kazandınız.) Onlardan (iftiracılardan) her biri için, işledikleri (iftira) günahın(ın) cezası (Ahiret’te) vardır. (Zaten iki erkek bir kadın iftiracılar, dünyada had/iftira cezasına çarptırıldılar “İbn Mâce, Hadler 15”. Ayrıca Münafıklık ilânı, kör ve felç olma gibi bazı musibetlerle de karşılaştılar “Beydâvî”.) İçlerinden (elebaşılık yaparak) o günahın büyüğünü üstlenen (ve yayan Abdullah b. Übeyy) için ise, (cehennem’de) büyük bir azap vardır.

(Bu ve bundan sonraki dokuz âyette, "ifk/ iftira" diye bilinen olay anlatılmaktadır:

”Buhârî, Şehâdet 2 ve 15; İbn Mâce, Hadler 15; Ebû Dâvud, Hadler 35; Tirmizî, Hudûd/Hadler 11”:

Hazret-i Peygamber aleyhisselâm, Benî Mustalik Gazvesi’nden dönerken beraberinde bulunan Hazret-i Âişe, tabii ihtiyacını gidermek için “birlik”ten uzaklaşmıştı. Bu arada, düşürdüğü gerdanlığını ararken birlik, bulunduğu yerden ayrılmış, kendisi geride kalmıştı.

Birliğin gerisinde seyreden Safvân b. el-Muattal, Hazret-i Âişe’yi kendi devesine bindirip hayvanı yederek Medine'ye getirdi.

Aralarında münafıkların reisi Abdullah b. Übeyy ile bazı Mü'minlerin de bulunduğu bir grup, bu olaya dayanarak, Hazret-i Âişe ile Safvân “radıyallahü anhüma” arasında bir “ilişki bulunduğu” iftirasını ortaya attılar. Bunun üzerine, Hazret-i Âişe’nin masum olduğunu açıklayan bu âyetler indi.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

11 ﴿