24/35. Allah, göklerin ve yerin nûrudur (Güneş, Ay ve yıldızlar vasıtasıyla gökleri ve yeri aydınlatandır). O'nun nûrunun temsili/misali (Mü’minin kalbindeki iman ve İslâm nûru “Zümer,22”), içinde misbah (tutuşturulmuş fitil) bulunan bir mişkât/kandil (Mü’minin kalbindeki ma’rifet) gibidir. O misbah, cam fânus (mahfaza/koruyucu bir kap) içindedir. Cam fânus (içindeki ışıkla birlikte) sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. (Mü’minin kalbindeki iman ve ma’rifet de, böyledir. O, yüce Allah’ın yaktığı bir nûr/ışıktır. Kalp, göğüs içindedir. Göğüs de, beden içindedir “Semerkandî”.) (Bu misbah/kandil,) ne doğuya ve ne de batıya nispeti olmayan mübarek bir zeytin ağacı(nın yağı)ndan tutuşturulup yakılır. (O öyle bir ağaçtır) ki, kendisine hemen hemen hiç ateş değmese de, yağı ışık verir. (O ışık da) nûr üstüne nûrdur. (Mü’minin imanı da ilmi de nûrdur “Mâturîdî”.) Allah, dilediği kimseyi (iradesini “hakk”ı kabulden yana kullananı) nûruna (İslâm’a) iletir. Allah, insanlara (hidayete ve imana kavuşmaları için anlayabilecekleri çeşitli) misaller verir. Allah, (gizliği ve açığı) her şeyi bilir.

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

35 ﴿