29/43. İşte biz, bu (Kur’an-ı Kerim) misalleri(ni), insanlar (düşünüp ibret almaları ve iman etmeleri) için getiriyoruz. Fakat onları ancak (aklını çalıştırıp) ilim sahibi olanlar (Mü’minler) anlarlar.

(Çünkü düşünmeyen, aklını çalıştırmayanlar, bir nevi sağır, dilsiz ve kör gibidir. “Onların kalpleri vardır, hissetmezler; gözleri vardır görmezler; kulakları vardır işitmezler, işte onlar, hayvanlar gibidir, belki daha da aşağıdırlar – A’râf, 179 - “. Kâfirler, böyledir.

Mü’min, ilim sahibidir. En büyük ilim, Allah’a imandır. Müfessirlerin açıklamalarına göre, bu âyetteki “âlim” öğrenim görmüş ve belli ilimleri tahsil etmiş kişi değildir.

Hadis-i şerifte buyruluyor: Âlim - ilim sahibi - odur ki, Allah'ı bilir - O’na iman eder -, O’na itâatle amel eder ve gazabından sakınır - yasaklarından uzak durur -. “Beydâvî; Kurtubî; Heysemî, Müsned, Edep 837”. Burada âlimle anlatılmak istenen, Salih Mü’min’in tâ kendisidir.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

43 ﴿