31/12. Yemin olsun, biz Lokmân'a "Allah'a şükret!" diyerek hikmet (akıl, ilim ve sözünde isabet) verdik. Kim (verilen nimetlere) şükreder (ibâdet ve tâat eder)se, ancak kendisi için şükretmiş (sevabı kendisine) olur. Kim de nankörlük ederse, hiç şüphe yok ki, Allah, ganîdir (zengindir, onun şükrüne ihtiyacı yoktur), (yüce Allah,) her hamde (övgüye) lâyıktır.

(Hazret-i Lokman, Eyyûb aleyhisselâm soyundandır. Uzun yaşadı, Davut aleyhisselâm'a yetişti. Ondan ilim aldı ve peygamber olmadan önce fetva verirdi. Ancak Cumhur, onun hakîm/veli olduğu, peygamber olmadığı görüşündedir.

Hikmetli sözlerinden bir kaçı şöyledir:

Susmak hikmettir, onu yapan ise azdır.

Dâvûd aleyhisselâm bir gün ona "Nasıl sabahladın?” dedi. O da: Başkasının elinde sabahladım, dedi. Hazret-i Dâvûd bunun üzerinde düşündü ve bir çığlık attı. (Çünkü ibâdet, tâat ve tefekkürde bulundum, demek istemişti.)

Bir gün ondan bir koyun kesmesini ve en güzel iki parçasını getirmesini istedi. O da “dil”i ile “kalb”ini getirdi. Birkaç gün sonra yine ona bir koyun kesmesini, bu sefer, en kötü iki parçasını getirmesini söyledi. O da yine o ikisini getirdi. Sebebini sorunca: O ikisi güzel olursa, en güzel şeyler; kötü olurlarsa, en kötü şeyler olur, dedi “Beydâvî”.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

12 ﴿