31/34. Şüphesiz Kıyamet’in ne zaman kopacağı bilgisi, yalnız Allah katındadır. Yağmuru, O (Allah) yağdırır. (Yağmurun nereye ve ne zaman yağacağını kimse bilemez. “Hava” tahmininde sıcaklık, basınç rüzgâr, yön, hız ve nem değerleri kullanılır. Bu değerler ortaya çıkmadan “var olmadan” hava durumu hakkında bilimsel bir tahmin yapılamaz. Meteoroloji teşkilatı, bu değerler ortaya çıkınca “Allah tarafından yaratılınca”, bu çerçevesinde bir tahmin yapar.) Rahimlerde olanı, O bilir. (Çocuğun erkeklik ve dişilik organları oluşmadan “cenin”in erkek veya kız olacağını kimse bilemez. Ultrason, varlık sahnesine çıkanı “var olanı” tespit eder. Varlık olan “yaratılmış olan” da gayb olmaktan çıkmış olur.) Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede (hangi yerde) öleceğini de bilemez. Şüphesiz Allah, alîm (her şeyi hakkıyla bilen)dir, habîrdir (her şeyden hakkıyla haberdardır). (Bu âyet-i kerime’de beş gayb – Kıyâmet’ın kopacağı, yağmurun yağacağı, rahimlerde olan, yarın ne kazanılacağı ve nerede ölüneceği - “mugayyibât-i hamse”nin kimse tarafından bilinemeyeceği açıklanmaktadır.

Nakledildiğine göre ölüm meleği Azrâil aleyhisselâm, Süleyman aleyhisselâm'a uğradı, meclisinde oturanlardan birine dikkatle bakmaya başladı. Adam: “Bu kim?” dedi. Süleyman aleyhisselâm da: “O, ölüm meleğidir.” dedi. Adam: “Sanki benim canımı alacakmış gibi bana bakıyor; rüzgâra emret de beni Hint toprağına atsın.” dedi. O da öyle yaptı. Melek: “Ona sürekli bakmamın sebebi şundan dolayıdır. Çünkü onun canını Hint toprağında almakla emrolunmuştum, o ise senin yanında idi.” dedi “Beydâvî”.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

34 ﴿