33/10. Hani (Hendek savaşında) onlar (Yahûdi ve Müşrikler) size hem (vâdinin) üst (doğu) tarafınızdan, hem de (vâdinin) alt (batı) tarafınızdan gelmişlerdi. (Düşmanın çokluğu ve saldırıları karşısında çok zor durumlarda kaldınız. Günlerce bir şey yemediniz. Peygamberim açlıktan karnına taş bağlamıştı. Bir gün kâfirler o kadar amansızca saldırdılar ki, namaz kılacak vakit bulamadınız ve gece cemaatle onları kaza ettiniz. Hatta içlerinizden bazıları çok ümitsizliği kapılmıştı. Çok ama çok kokmuştunuz.) Hani (bir ara) gözler kaymış ve (korkudan) yürekler ağızlara gelmişti. Sizler de (ihlâsları tam olanlar, “Allah, dinini yüceltmek için vaadini yerine getirecektir.” derken, kalpleri zayıf olanlar ile Münafıklar, hayırsız düşüncelerle “Beydâvî) Allah'a karşı (zafer ile ümitsizlik arasında değişen) çeşitli zanlarda bulunuyordunuz.

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

10 ﴿