35/32. Sonra biz, o Kitab’ı (Kur’ân’ı) kullarımızdan seçtiğimiz kimselere (Muhammed aleyhisselâm’ın ümmetinden sahâbe-i kiram, tabiîn, tebe-ı tabiîn ve onlardan sonra Kıyamet’e kadar gelecek olan âlim kişilere) miras bıraktık. Onlardan (insanlardan) kendine zulmeden (ameleri kusurlu olan) vardır. Onlardan muktesid (iyi ile kötü ameli birbirine karıştırarak ortada olan) vardır. Yine onlardan (insanlardan) Allah'ın izniyle hayırlı işlerde sâbık olan (öne geçmek için yarışan) vardır. İşte bu (seçilmiş kimselerden olma), büyük lütuftur.

(Bu âyet-i kerime’nin tefsiri ile ilgili bazı hadisler ile âlimlerin açıklamaları şöyledir:

Hadis-i Şerifler:

1) Sâbık/Hayırda yarışan, hesapsız olarak cennete girer, muktesıd/orta yolda giden kolay bir muhasebeden geçer, sonra cennete girer, zâlim li-nefsihi/nefsine zulmeden ise hapsedilir, öyle ki, onun kurtuluşa eremeyeceği zannedilir. Sonra ona rahmet ulaşır da bu sebeple cennete girer. “Fethu’l-Bârî, 6558; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5 /198”.

2) Hayırda yarışanlarınıız öne geçmiştir. Orta yolda gidenleriniz kurtulmuştur. Nefsine zulmedenleriniz bağışlanmıştır.'“Ed-dürrü'l-Mensûr ve Kurtubî”.

Ebû Yûsuf rahmetüllahi aleyh’e bu âyet hakkında soruldu, o da şöyle dedi:

Onların hepsi mü'mindir. Kafirlerin sıfatı bundan çok uzaktır. Bu üç tabaka da Allah'ın kulları arasından seçip yükselttiği kimselerdir. Cumhûr'un görüşü de budur “Medârik”.

Zâlim, işi Allah’ın emrine kalan kişidir; muktesıd, sâlih amelle birlikte kötü ameli de işleyen kişidir; sâbık:

1) İslam dinine girme hususunda öne geçen ilk Muhacirler ve Ensar’dır “Tevbe, 100”,

2) Tebuk seferinden geri kalmalarından dolayı günahlarını itiraf edenler ”Tevbe, 102”,

3) Tebuk seferin katılmayıp işi Allah'a kalmış olanlar “Tevbe, 106”. Bk. “Medârik”,

Zâlim, kâfir; muktesıd, münafık; sâbık, Mü’min’dir “Semerkandî”,

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

32 ﴿