38/42. (Biz de peygamberim Eyyûb'e:) "Ayağını yere vur! (dedik. O da vurdu. Biri sıcak, diğeri soğuk olmak üzere iki pnar kaynadı.) İşte yıkanacak (sıcak) ve (işte) içecek soğuk (su, diye vahyettik.)"

38

(O şeytanlardan) diğerlerini de demir halkalara (zincirlere) bağlı olarak (Peygamber’im Süleyman’ın emrine verdik).

39

(Peygamber’im Süleyman’a) işte bu (mülk, hükümdarlık ve geniş imkân) bizim sana ihsanımızdır. Artık sen (onu, istediğine) hesapsızca ver yahut verme (bu konuda sana vebal ve günah yoktur)" dedik.

40

Şüphesiz bizim katımızda onun (Peygamber’im Süleyman) bir kurbiyeti (manevî yakınlığı) ve (cennete kavuşma gibi) güzel bir geleceği vardır.

41

(Resûlüm,) kulumuz (ve peygamberim) Eyyûb'u da an. Hani o, Rabbine, "Şeytan bana bir yorgunluk (hastalık) ve azap (üzüntü) dokundurdu." diye seslenmişti. (Eyyüb aleyhisselâm, edebe aykırı olmaması için, hastalık ve üzüntüsünü Şeytan’a isnat etti. Hâlbuki hastalığı da üzüntüyü de veren/yaratan, Allahü teâlâ’dır “Celâleyn ve Beydâvî”. Müfessirler, Hazret-i Eyyûb ile ilgili peygamberlik sıfatlarına yakışmayan rivayetleri reddetmektedirler “Razî”.)

42

(Biz de peygamberim Eyyûb'e:) "Ayağını yere vur! (dedik. O da vurdu. Biri sıcak, diğeri soğuk olmak üzere iki pınar kaynadı.) İşte yıkanacak (sıcak) ve (işte) içecek (tatlı) soğuk (su, diye vahyettik.)"

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

42 ﴿