43/13. (Binek hayvanlarının) sırtlarına binin ve üzerlerine yerleştikten sonra Rabbinizin nimetini anarak: "Bunu bizim hizmetimize (emrimize) veren (Allah, her türlü noksanlıktan,) münezzehtir (uzaktır). Yoksa biz buna (ne kadar kendimizi zorlasak, yüce Allah’ın bize bahşettiği nimetleri karşısında hakkıyla şükürden âciz olduğumuzu idrak edemezdik. Eğer rabbimiz bize îman nimetini lütfetmeseydi, biz acizliğimizi anlama ve bu nimetlere kavuşma konusunda) güç yetiremezdik.” diyesiniz.

(Hadi-i şerifte buyrulmuştur:

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, ayağını üzengiye, koyduğu zaman "Bismillah!" derdi. Hayvanın sırtına yerleşince de şunu okurdu: "El-hamdü li’l-lâhi alâ külli hâl. Sübhane'llezi sehhare lenâ hâzâ ve mâ künnâ lehü mukrinîn ve innâ ilâ rabbinâ le-münkalibûn / Her hâlü kârda Allah'a hamdolsun! Bunu bizim hizmetimize veren Allah'ın şânı yücedir; yoksa – nimetleri yaratıp bize ihsan etmeseydi - biz buna güç yetiremezdik ve şüphesiz biz, - sonunda - mutlaka Rabbimize döneceğiz “Ebu’s-suûd Efendi ve Kurtubî".)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

13 ﴿