48/26. (Mekkeli) kâfirler, kalplerine taassubu (öfke ve kibri), câhiliyye (çağının) taassubunu yerleştirdiği bir sırada, (yüce) Allah da, Resûlünün ve Mü'minlerin üzerine sekînet (sebat, vakar, huzur ve sükûnet)i indirdi. Onları takva (lâ ilâhe illâllah veya bismillâhirrahmânirrahîm muhammedün rasûlüllah yahut sebat ve ahde vefa ) sözü üzerinde durdurdu. (Böylece gelecek sene dönmeleri şartıyla onlarla barış yaptılar. Kâfirler de câhiliyye taassubuna kapılmadılar.) Zaten onlar (mü'minler), buna (takvaya) çok lâyık ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyle bilendir.

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

26 ﴿