48/29. (Abdulmuttalib oğlu Abdullah oğlu) Muhammed (aleyhisselâm), Allah'ın resûlü (peygamberi)dir. Onun (tebliğ etmiş olduğu dine inanarak) beraberinde bulunanlar (ashâb-ı kirâm), kâfirler(in bâtıl inançlarına, putlarına ve savaş durumunda onlar)a karşı çok şiddetli, kendi aralarında (İslâm ahlâkı kuralları çerçevesinde) gayet merhametlidirler. Onları, (namazda) rükû ve secde ederken görürsün. Onlar Allah'tan lütuf (cennet nimetini) ve rıza(sını) isterler. Yüzlerinde (çok namaz kılmalarından dolayı) secdelerin izinden nişanları vardır. (Bu nişanlar, bazı durumlarda dünyada görülebildiği gibi, asıl kıyâmet günü görülecektir. Nitekim âyet-i kerîmelerde: "O gün birtakım yüzler ağarır1" ve "Onların nurları, önleri sıra koşar.2” buyrulmaktadır.) Bu, onların (ashâb-ı kirâmın) (tahrif edilmemiş) Tevrât'taki vasıflarıdır. (Tahrif edilmemiş) İncil'deki vasıfları da (şöyledir: Onlar) filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki, bu, ziraatçıların da hoşuna gider. (Ashâb-ı kirâm da bir filizin büyüyüp gelişmesi gibi, önceleri sayı bakımından çok azdılar, güçsüzdüler. Sonra gittikçe çoğalıp kuvvetlendiler ve her tarafa yayıldılar.) Onlarla (ilgili bu teşbih) kâfirleri öfkelendirmek (veya kâfirler öfkelendiği) için (Allahü teâlâ onları bu şekilde büyütüp geliştirmiş)tir. (Yüce) Allah, îman edip sâlih amel (beş vakit namaz başta olmak üzere Kitap, sünnet ve akla uygun iş)ler yapanlara, magfiret ve büyük bir mükâfat (cennet) va'd etmiştir.

1Âl-i Imrân, 106.

2Hadîd, 12.

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

29 ﴿