60. MUMTEHINE SÛRESİ

Rahmân (ve) rahîm (olan) Allah’ın ismiyle.

60/1. Ey Îman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları (kâfirleri, itikat ve ibâdetlerini benimseyerek; haç, zünnar ve fötr şapka gibi dinî alâmetlerini kullanarak) dostlar edinmeyin. (Bir dini ve mensuplarını, diğerlerinden ayıran alâmetler/semboller vardır. Bunlar, kesinlikle diğer din mesupları tarafından kullanılamaz.) Siz onlara (kâfirlere, Peygamberden habersiz bilgi vrmek suretiyle) sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar, size gelen hakkı (Peygamberi ve Kur’ân’ı) inkâr ettiler. Sizler, Rabbiniz olan Allah'a îman ettiniz diye Resûlü(mü) ve sizi (Mekke olan) yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer rızamı kazanmak üzere (Allah için) benim yolumda cihad etmek için çıktıysanız (sakın böyle yapmayın). (İçinizden bazınız) onlara gizlice sevgi besliyorsunuz. (Bundan vazgeçin.) Hâlbuki ben sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa (kâfirleri dost edinirse), mutlaka doğru yol (İslam)dan sapmıştır. (Çünkü “kim bir kavme “itikad, ibâdet ve alâmetler bakımından” kendini benzetirse, onlardan olur.” Hadis-i Şerif)

60/2. Şâyet onlar (kâfirler), (savaşta üstün gelir) sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilirler (onlara karşı sevgi beslemeniz bir fayda vermez), size ellerini ve dillerini kötülükle uzatırlar ve (İslam’dan dönmenizi) kâfir olmanızı isterler.

60/3. (Ey Mü’minler! Eğer akrabanız olduğu için kâfirlere gizli haber vererek Peygambere hıyanet ederseniz, Allah’ın azabına karşı) yakınlarınız ve çocuklarınız size asla fayda vermeyecektir. Kıyamet günü Allah aranızı ayıracaktır. (İtâat edenleri cennete, akrabanız olsa da küfreden ve isyan edenleri cehenneme koyacaktır.) Allah, yaptıklarınızı tamamıyla görendir.

60/4. (Peygamberim) İbrahim'de ve onunla birlikte bulunan (Mü’min olan)larda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a îman edinceye kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir" demişlerdi. Ancak İbrahim'in, babasına (atası amcasına) (*), "Senin için mutlaka mağfiret (bağışlama) dileyeceğim (**). Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" sözü hariç. (İbrâhîm ve beraberindekiler şöyle dediler:) "Ey Rabbimiz! Ancak sana tevekkül ettik (güvendik) ve yalnız sana yöneldik ve son varış yalnız sanadır".

(*) Hazret-i İbrahim’in basının adı Târuh idi. Âzer, amcasıydı. Araplarda “eb/baba” amca için de kullanılırdı. Âzer, kâfirdi. Puta tapıyordu. Bu konuda kadim tefsirlerde geniş bilgi vardır.

Bk. En’âm sûresi,74’üncü âyetin tefsiri için:

1) Babasının adı Târuh idi: Taberî, Beydâvî, Medârik/Nesefî, Mazherî, Râzî, Semerkandî.

2) Âzer,”put” ismidir: Dürru’l-Me’sûr, Taberî.

3) Âzer, amcasının adı idi: Mazherî, Râzî.

(**) Müşrikler için mağfirat dilemek caiz olmadığı için, Müfessirler bu âyeti “onu istiğfara davet edeceğim” veya “Müslüman olur ümidiyle istiğfar etti, yahut “bu, Allah'ın düşmanı olduğunu bilmeden önce olmuştur” şeklinde te’vil etmişlerdir. Bk. Tevbe sûresi, âyet, 114.

60/5. "Ey Rabbimiz! Bizi, o küfredenler için bir fitne yapma (onlara zafer vererek bizleri ezdirme). Bizi mağfiret eyle (günahlarımızı bağışla). Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen azîzsin (her şeye gâlipsin, îmansızlardan intikam alırsın), hakîmsin (Mü’minlere zafer veren hikmet sahibisin)

60/6. Yemin olsun, onlarda (İbrahim ve beraberinde olan Mü’minlerde) sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü arzu edenler için güzel bir örnek vardır. Kim (emrimizden) yüz çevirir (ve kâfirleri dost edinirse), bilsin ki, Allah ganîdir (hiç bir şeye muhtaç olmayan zengindir), hamîddir (hamde, övülmeye lâyıktır). (Bu âyetler indirildikten sonra Mü'minlerin, müşrik babalarına, çocuklarına ve akrabalarına karşı düşmanhkları arttı, onlarla ilgilerini kestiler.)

60/7. Olur ki Allah, sizinle, içlerinden düşman olduğunuz (kâfir) kimseler arasına (onları îmana kavuşturmak suretiyle) bir sevgi (ve yakınlık) meydana getirir. (Yüce) Allah, kadîrdir (kalpleri çevirmeye, halleri değiştirmeye gücü yetendir), Allah gafûrdur (Müslüman olanları çok bağışlayandır), rahîmdir (çok merhametlidir).

60/8. Allah, sizi, din uğrunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış (kâfir) kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah, âdil davrananları sever. (Bazı Müfessirlere göre bu hüküm, seyf/cihad âyetiyle “Tevbe,5” neshedilmiştir.)

60/9. Allah, sizi ancak, sizinle din hususunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için arka çıkanları dost edinmenizi yasaklar. Kim onları dost edinirse, işte onlar, zâlimlerin ta kendileridir.

60/10. Ey îman edenler! Mü'min kadınlar muhacir olarak size geldikleri zaman, onları imtihan edin. Allah, onların îmanlarını en iyi bilendir. Eğer siz (imtihan sonucunda) onların îman etmiş kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri göndermeyin. Çünkü Müslüman hanımlar, kâfirlere helâl değildirler. Kâfir erkekler de Müslüman hanımlara helâl olmazlar. Bununla beraber (kâfirlerin, İslâm’ı kabul eden zevcelerine) sarf etmiş oldukları mehri, onlara (kâfir kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. (İslam dininden çıkmış) kâfir karıların(ızın ) ismetlerini (nikâh bağlarını) tutmayın. (Çünkü bu nikâhlar, kendiliğinden fesh olmuştur.) Onlara harcadığınız mehri, (evlendikleri kâfir kocalarından) isteyin. Kâfirler de (İslâm'ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mehri (sizden) istesinler. Bu, Allah'ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Allah, her şeyi tam bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.1

1. Hudeybiye antlaşmasıyla ortaya çıkan durumu tanzim eden bu âyete göre, Müslümanlara sığınan mü'min kadınlar, Mekke'ye (müşriklere) iade edilmeyecek, kendilerine âyette belirlenen esaslar uygulanacaktır.

60/11. Eğer zevcelerinizden biri (dininden çıkıp) kâfirlere kaçar ve siz de (kâfirlerle savaş neticesinde) ganimet alırsanız, zevceleri (kâfirlere) gitmiş olanlara (önceden bu zevcelerine) sarf etmiş oldukları mehir kadar, (bu ganimetten) verin ve kendisine îman ettiğiniz Allah’dan korkun.

60/12. Ey Peygamber(im)! Mü'min kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, (kız) çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında (gayri meşrû bir çocuk doğurarak bunu kocalarına ait gibi) bir iftira uydurup getirmemek, ma’rufta (iyi bir işte) sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmek üzere geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret (bağışlama) dile. Şüphesiz Allah, (günahları) çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.

60/13. Ey îman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği, kabirlerde yatan kâfirlerin (varacakları yer cehennem kendilerine gösterildiğinde cennete girmekten) ümit kestikleri gibi tamamen Ahiret(te Allah’ın rahmetin)den ümitlerini kesmiş bir kavmi (Yahûdileri) dost edinmeyin. (Onların itikat ve ibâdetlerini benimsemeyin ve dinde alâmet olarak kullandıkları sembolleri kesinlikle üzerinizde taşımayın.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

0 ﴿