78/21. Muhakkak ki cehennem, (meleklerin kâfirleri) gözetleme (ve pusuya düşürme) yeri olmuştur. (Hadis-i şeriflerde buyrulmuştur: Hazret-i Âişe “radıyallahu anha” anlatıyor: "Ateşi hatırlayıp ağladım, Resûlüllah “aleyhissalâm” beni görünce: "Niye ağlıyorsun?" diye sordu. Ben de: "Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! (Ya Resûlallah!) Siz, Kıyâmet günü, ailenizi hatırlayacak mısınız?" dedim. Buyurdu ki: "Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz: 1. Mîzân yanında. Tartısının ağır mı, yoksa hafif mi geldiğini öğreninceye kadar. (Bk. Enbiyâ 21/47; Şûra 42/17.) 2. Sahifelerin uçuştuğu zaman. Kendi defterinin sağına mı, soluna mı, yoksa arkasına mı düşeceği belli olana kadar. (Bk. İnşikâk 84/7-12; Vâkı’a 56/8-9.) 3. Sırât'ın yanında. Cehennemin iki yakası ortasına (üzerine) kurulur. Bunu geçinceye kadar. Bk. Ebû Dâvûd, Sünen 28, (4755). Cehennemin üzerine Sırât kurulur. Peygamberler arasında, ümmetiyle Sırât'tan ilk geçen ben olurum. O gün peygamberler dışında kimse konuşmaz. Peygamberlerin o günkü kelâmı da: Allahümme sellim, Allahümme sellim (Ey Rabbimiz selâmet ver, ey Rabbimiz selâmet ver!)" olacaktır. Cehennemde, deve dikeninin dikenleri gibi kancalar var. Hazret-i Peygamber: Deve dikeninin dikenlerini gördünüz mü? diye sordu. Ashâb-ı Kirâm: "Evet!" deyince, Peygamber “aleyhissalâm” devam etti: İşte o kancalar, tıpkı deve dikeninin dikenleri gibidir. Ancak, onların büyüklüğünün ne kadar olduğunu, Allah'tan başka kimse bilmez. İnsanları (kötü) amelleri sebebiyle kapar. İnsanların bir kısmı (kötü) ameli sebebiyle helâk olur. Bir kısmı da ateşin içine düşer, sonra kurtulur. Allahü teâlâ, ateş ehlinden (cehenneme girecek olanlardan) kurtarmak istediklerine rahmet etmeyi irâde edince, meleklere emreder. Melekler o kimseleri, secde izleriyle (Bk. Fetih 48/29.) tanırlar. Çünkü Allahü teâlâ secde mahallinin yakılmasını ateşe haram etmiştir. Bk. Buhârî, Rikâk 52, Ezân 129, Tevhîd 24; Müslim, Îmân 299, (182); Tirmizî, Cennet 20, (2560)). | |||
|
﴾ 21 ﴿