87/7. Ancak (tilâvetini veya hükmünü neshetmek suretiyle) Allah’ın (unutmasını) dilediği (kısmı) müstesna. Çünkü O (Allah,) açığı da bilir, gizliyi de.

(Peygamber “aleyhisselâm”, âyet-i kerîmeler indirildiği zaman, unutma endişesiyle, Cebrâîl “aleyhisselâm”ın okuyuşu ile beraber açıktan okurdu. Sanki bu âyette kendisine “Kırâatte acele etme. Çünkü sen unutmayacaksın. Kendini cehren okuyuşla yorma.” buyrulmuştur. Bk. Celâleyn.

Ey Resûlüm! Cebrâîl “aleyhisselâm” onu (Kur’ân’ı sana okurken) acele (ezber) etmen için (daha vahiy tamamlanmadan) dilini onunla hareket ettirme. Bk. Kıyâme 75/16.

Şüphesiz onu (kalbinde) toplamak, onu (dilinde) okutmak bize âittir. Bk. Kıyâme 75/17.

O hâlde (Resûlüm) biz onu (Cebrâîl vâsıtasıyla) okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et. (Onun için Peygamber “aleyhisselâm” da önce dinler, sonra okurdu.) Bk. Kıyâme 75/18.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

7 ﴿