94/6. Evet, muhakkak zorlukla (darlık ve sıkıntıyla) beraber bir kolaylık (genişlik ve zenginlik) vardır.

(Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh, Ömer b. el-Hattâb “radıyallahü anh”a yazdığı mektubunda kalabalık Bizans ordusundan ve onlardan korktuğundan söz etmişti. Hazret-i Ömer ona şunları yazdı: “Bir mü'min bir zorluk ve sıkıntı ile karşılaşacak olursa, mutlaka ondan sonra yüce Allah, ona bir kurtuluş takdir eder ve hiçbir zaman bir zorluk, iki kolaylığı yenemez. (Hâkim, Müstedrek, II, 575) Yüce Allah bir âyet-i kerîmede şöyle buyurmaktadır: Ey îman edenler! Sabredin, sabır yarışı yapın (düşmanlarınızdan daha sabırlı olun) ve ribâtta (savaşa hazır durumda, nöbette) bulunun. Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz (Âl-i İmrân, 3/200)).”

Dünya hayatında mü’minlerin karşı karşıya kaldığı zorluklarla birlikte âhirette de bir kolaylık vardır. Bazen dünyadaki kolaylık ile âhiretteki kolaylık bir arada bulunabilir.

Dünya hayatına dâir bütün bu lütuf ve ihsanlar, her ne kadar Peygamber “aleyhisselâm”a mahsus ise de, bunun kapsamına yüce Allah dilediği takdirde ümmetinden diledikleri de girer (Kurtubî).

Âyetteki iki kolaylık ile, dünya kolaylığı (beldelerin kolayca fethedilişi) ve âhiret kolaylığı (cennet mükâfâtının elde edilişi) kastedilmiştir. Delili ise, Cenâb-ı Hakk'ın, “(Ey Resûlüm, münâfıklara) söyle ki: Siz bizde iki güzelliğin (zafer ve şehitliğin) birinden başkasını mı gözetiyorsunuz? (Tevbe 9/52) âyetidir ki, bu iki güzel şey, zafer kazanmanın güzelliği ile, ölüm hâlinde cennet mükâfâtının elde edilmesidir. Bk. Râzî.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

6 ﴿