99. ZİLZÂL SÛRESİ

Rahmân (ve) rahîm (olan) Allah’ın ismiyle.

99/1. Yer (Yerküre, Kıyâmet günü birinci nefha/üfürüşle kendine mahsus), şiddetli sarsıntısı ile sarsıldığı zaman,

99/2. (İkinci nefha/üfürüşle) yer, (içindeki bütün) ağırlıklarını (definelerini ve ölülerini) dışarıya çıkardığı (zaman),

99/3. İnsan (veya tekrar dirilmeyi inkâr eden o kâfir yahut günahkâr insan) "Buna ne oluyor?" dediği (zaman),

99/4. İşte o gün (yer, hâl diliyle sallanma sebebini ve üzerinde işlenen hayır ve şerre ait) bütün haberlerini anlatacak (böylece o, insanın lehine veya aleyhine şahâdette bulunacak)tır.

99/5. Çünkü Rabbin (o yeri konuşan bir canlıya dönüştürerek) ona (anlatacağı şeyleri) vahy etmiştir.

(İlgili âyet-i kerimelerde şöyle buyrulur:

(Kıyâmet’te) Allah'ın düşmanları, ateşe sürülmek üzere toplandıkları gün, hepsi bir araya getirilirler (Fussılet 41/19).

Sonunda oraya (hesap yerine) varınca, kulakları, gözleri ve derileri (cinsel organları dünyada) yaptıkları hakkında onların aleyhinde şâhitlik ederler (Fussılet 41/20).

Onlar derilerine: "Niçin aleyhimize şâhitlik ettiniz?" derler. Derileri de: "Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu. Sizi ilk defa yaratan O'dur ve siz yine O'na döndürülüyorsunuz" derler (Fussılet 41/21).

Siz, kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şâhitlik edeceğinden korkarak (kötü iş işlemekten) sakınmadınız. (Çünkü öldükten sonra tekrar dirileceğinize îman etmemiştiniz.) Hayır (bu düşünceniz ve tuttuğunuz yol yanlıştı). Allah'ın yaptıklarınızın çoğunu bilmediğini sandınız (Fussılet 41/22)).

99/6. O (Kıyâmet) gün(ünde) insanlar, amelleri(nin karşılığı) kendilerine gösterilmesi için (cennetlik veya cehennemlik olma durumlarına göre bir kısmı binekli, güzel elbiseli, beyaz yüzlü ve "İşte Allah'ın velileri!" diye takdim edilerek; diğer bir kısmı siyah yüzlü, yalın ayak, baş açık, zincir ve bukağılarla bağlı ve "İşte Allah'ın düşmanları!’" diye tanıtılarak) ayrı gruplar hâlinde (hesaba çekilecekleri yere götürülmek üzere kabirlerinden) çıkarlar (veya o gün insanlar, amelleri(nin karşılığı olan cennet veya cehennemin) kendilerine gösterilmesi için ayrı gruplar hâlinde (hesap yerinden) dönerler).

99/7. İşte (bu hesap vermede) her kim (dünyada) zerre miktarı bir hayır işlemişse, onu(n sevabnı) görür.

99/8. Kim de zerre miktarı bir kötülük yapmışsa, onu(n cezasını) görür.

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

0 ﴿