106. KUREYŞ SÛRESİ

Rahmân (ve) rahîm (olan) Allah’ın ismiyle.

(Bu sûrenin mana itibariyle kendinden önceki sûre ile bağlantılı olduğu söylenmiştir. Bunlar arasında Ubeyy b. Ka'b da vardır. Mushaf'ında bu iki sûreyi birbirinden ayırmamıştır. Bk. Râzî ve Kurtubî.)

106/1. (Ey Resûlüm,) Kureyş (kavmine verdiğim sayısız nimetler içinde onların) emniyet ve selâmeti için (Fil ashâbını helâk etmem vardır. Fîl ashâbı onlara çok sıkıntı veriyordu.)

106/2. (Özellikle) kışın (Yemen'e) ve yazın (Şam'a) seyahatlere alıştırdığı (onlara verilen birçok nimetten dolayı Allah’a kulluk etmiyorlarsa, hiç olmazsa, yolculuk ve ticaretleri konusunda onları güven ve selâmete kavuşturduğu) için,

106/3. Şu Beyt’in (Kâ'be’nin) Rabbine (bu nimetin bir şükrü ve itirafı olarak) kulluk etsinler. (Tevhîd, kulluğun, ibâdetlerin anahtarıdır.)

106/4. (O Rab ki, Mekkelilerin Habeşlilerden aldıkları yiyeceklerle veya kıtlık senelerinde Yemen’den getirilen ürünlerle) onları açlıktan doyurdu (kurtardı) ve kendilerini (Fil ashâbının) korku(sun)dan emin (güvenli) kıldı.

(İlgili âyet-i kerimede şöyle buyrulur:

O vakit (Peygamberim) İbrâhim: “Ey Rabbim, bu (mekânı) emin (güvenli) bir belde (şehir) kıl. (…) îman edenleri çeşitli meyvalarla rızıklandır!” diye dua etmişti. Bk. Bakara 2/126.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

0 ﴿