108. KEVSER SÛRESİ

Rahmân (ve) rahîm (olan) Allah’ın ismiyle.

108/1. (Ey Resûlüm,) şüphesiz biz sana kevseri (ilim, amel ile dünya ve âhiret şerefinden pek çok hayrı veya Kıyâmette hesap için durulacak yerdeki havzı yahut cennetteki kevser isimli ırmağı veyahut peygamberliği; Kur’ân-ı Kerîm’i ve İslâm’ı) verdik.

108/2. O hâlde (gösteriş yapanların tam aksine sırf) Rabbin için namaz kıl (veya Kurban bayramı namazını kıl) ve kurban kes. (Zekâta ve iyiliğe mâni olanların tersine kurban keserek sadaka ver, hayır işle.)

108/3. (Ey Resûlüm! “Erkek evlâdı yok!” diyerek) sana buğzeden (yok mu? İşte) şüphesiz (asıl) ebter (zürriyeti kesik olan) odur!

(Peygamber “aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm”ın mübarek oğlu Kâsım vefat edince, Âs b. Vâil, Resûlüllah’a ebter (nesli kesilmiş) demişti. Sûrenin iniş sebebi budur (Celâleyn).

Sana ebter diyen kişi, esas o zürriyetsiz, bî-şeref ve nâmsızdır. Sana gelince (Resûlüm,) senin pâk neslin, şânın, şeref ve faziletlerin tâ Kıyâmet’e kadar devam edecektir. Hatta âhirette sana, insanların sözle ifade etmeyecekleri derecede nice büyük nimet ve mükâfatlar verilecektir. Bk. Beydâvî.)

 

Meâl-i Şerîf (Ehl-i Sünnet Alimleri: Beydâvî, Celâleyn, Nesefî, Semerkandî...)

 

0 ﴿