1Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, öyle bir Melik ki, Kuddüs’dür= her noksan şeyden münezzehtir, Azîz’dir= her şeye galibdir, Hakîm’dir= bütün işlerinde hikmet sahibidir. 2(Çoğu okuma yazma bilmiyen) Arablar içinde, soylarından bir peygamber gönderen O’dur. (Bu Peygamber Muhammed aleyhisselâm) üzerlerine O’nun âyetlerini okuyor, onları (şirk kirinden) temizliyor, kendilerine Kur’ân ve şerîat (dinî hükümler) öğretiyor. Hâlbuki bundan önce (Peygamberin gelişinden evvel) açık bir sapıklık içinde idiler. 3(Allah, hem okuyub yazmak bilmiyen ümmî Arap’lara peygamberini gönderdi, hem de) onlardan başkalarına, (ashabdan sonra kıyâmete kadar gelecek olanlara) ki, henüz onlara, (bu ilk Arab’lara) kavuşmamışlardır. O, Azîz’dir= her şeye galibdir, Hakîm’dir= işinde hikmet sahibidir. 4İşte bu (peygamberlik), Allah’ın fazlıdır; onu dilediğine verir. Allah, çok büyük ihsan sahibidir. 5Kendilerine Tevrât’la amel teklif edildikten sonra, onunla amel etmiyenlerin hâli, cildlerle kitap taşıyan eşeğin hâline benzer. Allah’ın âyetlerini inkâr eden kavmin hâli ne çirkin!... Allah, zâlimler topluluğunu hidâyete erdirmez. 6(Ey Resûlüm), de ki: “ Ey Yahûdî’ler! Eğer siz, diğer insanlardan başka olarak Allah’ın dostları bulunduğunuzu zannediyorsanız, haydin ölmeyi isteyin; şâyet (davanızda) sadık kimselerseniz...” 7Hâlbuki onlar, ellerinin öne sürdüğü günahlar yüzünden, ölümü hiç bir zaman isteyemezler. Allah zâlimleri pek iyi bilir, (ona göre cezalarını verir). 8(Ey Resûlüm, onlara) de ki: “Haberiniz olsun, o kaçıp durduğunuz ölüm, muhakkak gelip size kavuşacaktır. Sonra hem gizliyi, hem aşikârı bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, O, size neler yaptığınızı haber verecektir; (buna göre sizi cezalandıracaktır). 9Ey îman edenler! Cuma günü, namaz için ezan okunduğu zaman hemen Allah’ın zikrine, (hutbe dinlemeye ve namaz kılmaya) gidin; alışverişi bırakın. Bu (hutbe dinlemek ve namaz kılmak), sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz... 10Sonra namaz kılınınca, yeryüzüne dağılın da Allah’ın fazlından rızk arayın. Allah’ı (her halinizde) çok anın ki, (dünya ve Âhiret saâdetine kavuşub azaptan) kurtulabilesiniz. 11Böyle iken, (şiddetli bir kıtlığın hüküm sürdüğü bir zamanda sen hutbe okurken, zahire yüklü bir ticaret kafilesinin gelişini haber veren def seslerini ashab duyunca; hutbeyi terk etmenin bir zararı olmıyacağı düşüncesine kapılarak) bir ticaret veya eğlenti (def sesi) gördüklerinde, ona fırladılar da seni (hutbede) ayakta bıraktılar. (Mescidde yalnız on iki kişi kalmıştı). De ki: “ Allah katında olan sevab, eğlentiden de, ticaretten de hayırlıdır. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.” | |||
|
﴾ 0 ﴿