1(Ey Resûlüm! Bütün insanları dehşeti ile) kaplayacak olan kıyâmetin haberi, muhakkak ki sana gelmiştir. 2Bir takım yüzler vardır ki, o gün zelildir; 3Çalışmış, fakat boşuna yorulmuştur. 4Kızgın ateşe girerler, 5Kaynar bir kaynaktan içirilirler. 6Onlara, (hayvanların bile sakınıp yiyemediği) bir nebattan başka yiyecek yok. 7O, ne besler, ne açlıktan kurtarır. 8Bir takım yüzler de o gün mes’uddur. 9(Dünyadaki) çalışmasından ötürü hoşnuddur; 10(Kıymet ve mevkii) yüksek bir cennetde... 11Öyle ki, orada boş bir söz işitmezsin. 12Orada var akan bir kaynak... 13Orada var yüksek tahtlar, 14(Önlerine) konmuş bardaklar, 15Dizilmiş yastıklar, 16Ve serilmiş âla döşemeler... 17(O kâfirler, ibret gözü ile) hâlâ bakmazlar mı deveye, nasıl yaratılmış? (Kudret ve ilmimize delâlet eden eserleri onda görmezler mi)? 18Göğe bakmazlar mı, nasıl yükseltilmiş? 19Dağlara bakmazlar mı, nasıl dikilmiş? 20Yere de bakmazlar mı, nasıl döşenmiş? 21Artık sen (Ey Resûlüm, deliller göstererek) nasihat et. Sen ancak bir öğüd vericisin. 22Sen, onlar üzerine bir zorlayıcı değilsin. 23Ancak (öğüdden sonra) yüz çeviren ve (Allah’ı) inkâr eden (var ya), 24Allah onu, en büyük azabla azablandıracaktır. 25Muhakkak ki, onların dönüşleri bizedir. 26Sonra onların hesablarını görmek de yalnız bize aiddir. | |||
|
﴾ 0 ﴿