1

Ehl-i kitap (Yahûdilerle Hristiyanlar) ve müşriklerden (putlara tapanlardan) o kafir olanlar, kendilerine açık bir hüccet gelinceye kadar (üzerinde bulundukları dinden) ayrılacak değillerdi.

2

Bu hüccet, (bâtıl karışmamış) tertemiz sahifeleri okuyan Allah’dan bir peygamberdir. (Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü ves-selâm’dır).

3

O sahifelerde, hakkı dosdoğru açıklayan yazılı âyetler var.

4

Böyle iken, kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o hüccet (Peygamber, yahut Kur'ân) geldikten sonra tefrikaya düştüler. (Kimi peygambere îman etti, kimi inkâr etti, kimi de şüphe içinde bocaladı durdu.)

5

Hâlbuki onlar, ancak Allah’a, O’nun dininde ihlâs sahibleri olarak, diğer bâtıl dinlerden İslâm’a yönelerek ibâdet etsinler, namazı gereği üzre kılsınlar ve zekâtı versinler diye emrolunmuşlardı. İşte bu emredildikleri şey, dosdoğru hak dindir.

6

Muhakkak ki ehl-i kitaptan ve müşriklerden (ibaret) o kâfirler, cehennem ateşindedirler; orada ebedi olarak kalacaklardır. İşte bu kimseler, yaratıkların en kötüsü olanlardır.

7

Şüphesiz îman edip de sâlih ameller işliyenler; işte bunlar da yaratıkların en hayırlısı olanlardır.

8

Onların mükafatı, Rableri katında (ağaçları) altından ırmaklar akar Adn cennetleridir; içlerinde ebedi olarak kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan hoşnut... İşte bu (mükâfatlar ve Allah’ın rızası), Rabbinden korkanlara mahsustur...

 

Ali Fikri Yavuz Meâli

 

0 ﴿