43

Namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin; rüku edenlerle beraber rüku edin.

"Namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin” yani Müslüman'ların namazım ve zekatını demektir. Çünkü bunların dışındakiler namaz ve zekât gibi değildir. Onlara İslâm'ın esaslarını emrettikten sonra feri'lerini de emretti. Bunda şuna delil vardır ki, kâfirler de bunlarla muhataptır. Zekât zekez zer'u deyiminden gelir ki, ekin büyümektir. Çünkü zekâtı maldan çıkarmak mala bereket getirir, nefse cömertlik faziletini verir.

Ya da zekâ'dan gelmektedir ki, temizlik manasınadır; çünkü o da malı kirden, nefsi de cimrilikten temizler.

"Rüku edenlerle beraber rüku edin” yani onların cemâatinde kılın demektir. Çünkü cemâatle kılınan namaz tek başına kılman namazdan yirmi yedi derece üstündür. Zira onda nefisler yardımlaşır. Namaza rüku denilmesi Yahûdî'lerin namazından kaçınmak içindir.

Şöyle de denilmiştir: Rüku şerîatın emrine baş eğmek ve itâat etmektir. Şâir Azbat es - Sa'dî şöyle demiştir:

Zayıfı hor görme, olur ki, bir gün

Eğilirsin de zaman onu kaldırır.

43 ﴿