69

Dediler:

"Rabbine dua et de onun rengi ne imiş bize açıklasın". O da şöyle dedi: O diyor ki:

"O, bakanlara ferahlık veren sapsarı bir inektir".

"Dediler: Rabbine dua et de onun rengi ne imiş bize açıklasın. O da şöyle dedi: O diyor ki: Sapsarı bir inektir". Fuku' parlak sarı demektir. Bunun içindir ki, onunla te'kit edilir ve: Asfar fakı' sapsarı denilir, nitekim esved hâlik denir ki, simsiyah demektir. İlişkili olması hasebiyle sarının sıfatı olduğu hâlde renge isnat edilmesi, daha çok te'kit etmek içindir. Sanki sarısı şiddetli bir sarıdır (sapsarı) denmek istenmiştir. Hasen'den: Çok siyahtır, dediği rivâyet edilmiştir.

"Cimalutun sufr” (Mürselat: 33) da böyle (simsiyah) olarak tefsir edilmiştir. Şâir A'şa şöyle demiştir:

İşte bu atlarım ondan ve bineğim de ondandır,

Onlar karaüzüm gibi siyahtırlar.

Belki de siyah yerine sarı demesi, onun öncülerinden olmasındandır ya da devenin siyahlığının üzerinde hafif sarılık görülmesindendir. Bu da pek doğru görünmüyor, çünkü bu manada fakı' ile te'kit edilmez.

"Bakanlara ferahlık verir", yani hoşlarına gider, ferahlığın (sevincin) aslı bir fayda elde edildiği veya beklendiği zaman kalpte duyulan zevktir. Bu da sırdan gelir.

69 ﴿