144Yüzünü göğe çevirdiğini görüyoruz. Şimdi seni hoşnut olacağın bir kıbleye çevireceğiz. Artık sen de yüzünü Mescid-i harâm tarafına çevir. Nerede olursanız yüzlerinizi onun tarafına çevirin. Kendilerine kitap verilenler, bunun Rablerinden bir hak olduğunu iyi bilirler. Allah onların yaptıklarından gâfil değildir. "Kad nera” çoğu kez görüyoruz, "yüzünü göğe çevirdiğini” vahyi bekleyerek gök tarafına baktığını demektir. Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in içine Rabbinin onu Ka'be'ye çevireceği beklentisi düşerdi. Çünkü o, atası İbrâhîm'in kıblesidir, iki kıblenin en eskisidir ve Arapları îmana ve Yahûdîlere muhalefete en çok davet edecek odur. Bu da onun kemal-i edebini gösterir, çünkü beklerdi, fakat istemezdi. (Seni bir kıbleye çevireceğiz) sana bu imkanı vereceğiz. Bu da velleytuhu keza deyiminden gelir ki, onu mütevelli yapmaktır ya da seni o cihete yaklaştıracağız, demektir. "Hoşnut olacağın” seveceğin ve şevk duyacağın kıbleye demektir, çünkü onda Allah'ın dileme ve hikmetine uygun dinî maksatlar vardır. "Artık yüzünü çevir” yönel (Mescid-i harâm tarafına) onun cihetine. Şöyle denilmiştir: Şatr aslında bir şeyden ayrılan şey için kullanılır, şatara'dan gelir ki, ayrılmak demektir. Darun şatur da evlerden ayrı ev demektir. Sonra ayrılmasa da bir şeyin yanı için kullanıldı, Meselâ kutr gibi. Haram da haram edilmiş demektir, yani onda savaşmak haram edilmiştir yahut zâlimlerin ona tecâvüz etmesi yasaklanmıştır. Ka'be'nin değil de mescidin zikredilmesi, şunun içindir, çünkü Efendimiz aleyhisselâm Medîne'de idi, uzaktakinin ise onun tarafına yönelmesi kafidir. Çünkü ona yönelmek onun için zordur, yakın için ise öyle değildir. Rivâyet edildiğine göre Efendimiz aleyhis-salâtü ves-selâm Medîne'ye geldi, on altı ay Beytülmukaddes'e doğru namaz kıldı. Sonra Receb ayında zevalden sonra Bedir savaşından iki ay önce Ka'be'ye çevrildi. Ashâbına Selime oğulları mescidinde öğlenin iki rekatını kıldırmıştı. Namazda döndü, altınoluk tarafına yöneldi. Erkeklerle kadınlar saf değiştirdiler; o sebeple ona Mescidül kıbleteyen (iki kıbleli mescit) denildi. "Nerede olursanız yüzlerinizi onun tarafına çevirin". Özellikle Efendimize hitap edilmesi, onu büyütmek ve isteğine cevap vermek içindir. Sonra hükmün genelliğini açıklamak, kıble meselesini te'kit etmek ve ümmeti uymaya teşvik etmek için genelleme yapıldı. (Kendilerine kitap verilenler bunun Rablerinden bir hak olduğunu iyi bilirler) özet olarak, çünkü bilirler ki, her şerîate bir kıble vermek Allah'ın adetidir. Genel olarak da bilirler, çünkü Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in iki kıbleye de namaz kılacağı kitaplarında vardır. Ennehu zamiri dönmeye yahut yüz çevirmeye râcidir. "Allah onların yaptıklarından gâfil değildir” her iki fırka için de vaat ve tehdittir. İbn Âmir, Hamze ve Kisâî ye ile okumuşlardır. |
﴾ 144 ﴿