164

Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında; gece ile gündüzün ardı ardınca gelişinde, insanlara menfaat veren şeyle akıp giden gemilerde, Allah'ın gökten bir su indirip de onunla ölü toprağı diriltip orada her türlü canlıyı yaymasında, rüzgârları evirip çevirmesinde ve gökle yer arasında emre hazır bekleyen bulutta akıllarını çalıştıran bir toplum için deliller vardır.

 (Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında) gökleri çoğul, yeri tekil yapması, göklerin bizzat birbirinden ayrı ve gerçekleri değişik olmasındandır. Yer ise öyle değildir.

"Gece ile gündüzün art arda gelişinde” birbirini takip edişinde, bu da "gece ile gündüzü art arta getirdi” (Furkân: 62) âyeti gibidir.

"İnsanlara menfaat veren şeyle akıp giden gemilerde” binefıhim ev billezi yenfauhum, 'nın mastariye yahut ism-i mevsûl olduğunu göstermek içindir. Gemiden maksat deniz ve hâllerini Allah'ın varlığına delil getirmektir. Özellikle gemiden bahsetmesi, denize dalmaya ve acayipliklerini görmeye sebep olduğu içindir. Bunun içindir ki, onu yağmurdan ve buluttan önce zikretmiştir; çünkü bu ikisinin menşei genellikle denizdir. Fülk lâfzının müennes kılınması sefine manasına olmasındandır. Aslî olarak yahut cemi olup da çoğul zammesi ile tekil zammesinin araştırmacı dil bilginlerince farklı olduğu algısına göre iki zamme ile de (fülük) okunmuştur.

(Allah'ın gökten su indirmesinde) birinci min iptida, ikincisi ise açıklama içindir. Sema'mn fezaya da buluta ve yukarı tarafa da ihtimali vardır.

"Yeri ölümünden sonra onunla dirilttiği” bitkilerle dirilttiği (orada her türlü canlıyı yaymasında) bu da enzele'ye ma’tûftur, sanki yağmurun inmesini, onunla bitkilerin oluşmasını ve yeryüzüne canlıların dağılmasını Allah'ın birliğine delil getirmiş gibi oluyor ya da ahya'ya ma’tûftur, çünkü hayvanlar bol ürünle çoğalır ve hayatla da yaşarlar. Bess de yaymak ve dağıtmaktır.

(Ve rüzgârları evirip çevirmesinde) esmesinde ve hâllerinde demektir. Hamze ile Kisâî tekil olarak (rihi) okumuşlardır.

"Yerle gök arasında emre hazır bekleyen bulutta” bulutun tabiatı öyle olmakla beraber Allah'ın emri gelinceye kadar yere de inmez, açdıp da yok olmaz.

Şöyle de denilmiştir: Bulutun Allah'ın dilemesine bağlı olarak havada dolaşması rüzgârın emrine verilmiştir. Selıab sahb'ten gelir ki, çekmek demektir, çünkü onlar birbirini çeker.

"Akıllarını çalıştıran bir toplum için elbette deliller vardır” onlar üzerinde düşünen ve onlara akıllarının gözleriyle bakan toplum için demektir. Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem'den: Bu âyeti okuyup da yararsız diye atanlara yazıklar olsun, dediği rivâyet edilmiştir ki, üzerinde düşünmeyenlere demektir.

Bil ki, bu âyetler Allah'ın varlığına ve birliğine birçok yönden delâlet eder, bunları genişlemesine şerh etmek uzun sürer. Kısaca şöyle ifade edilebilir: Bu olaylar mümkün şeylerdir, birçok ihtimalin içinden ve değişik şekillerden belli bir şekilde meydana gelmiştir. Çünkü göklerin hepsi veya bir kısmı yer gibi hareket etmeye bilirdi yahut tersine hareket edebilirdi. Öyle ki, her gökte ayrı ayrı varlığı kabul edilen büyük daire, iki kutuptan (hareket etmeyen iki noktadan) geçen bir daire olabilirdi, hiç yüksekliği ve derinliği olmayabilirdi yahut bu şekilde olmazdı, çünkü madde basittir, cüzleri eşittir, öyleyse bunları icat eden güçlü ve hikmet sâhibi bir yaratıcıya ihtiyaç vardır. Bunu da hikmetinin gerektirdiği ve dilemesinin iktiza ettiği şekilde yapan biri olmalıdır. Üstelik başkasının karşı çıkmasını engellemelidir; çünkü onunla beraber aynı güce sahip birinin varlığı tasavvur edilirse, bakılır; eğer ikisinin de düşünceleri birbirine denk gelir de ortaya konan şey ikisinin olursa, bir eser üzerinde iki müessirin birleşmesi lâzım gelir. Eğer birine ait olursa, tercih sebebi olmadığı hâlde birinin üstün kılınıp diğerinin aciz gösterilmesi lâzım gelir. Ötekisinin acizliği de ilâh olmasını engeller. Eğer farklı düşünürlerse, birbirini durdurmaları ve yenişmeleri lâzım gelir. Nitekim Allahü teâlâ.

"De ki: Eğer yerde ve gökte Allah'tan başka İlâhlar da olsa idi, ikisi de bozulurdu” (Enbiya: 22) buyurmuştur.

Âyette kelâm ilminin ve onunla uğraşanların şerefine dikkat çekilmiş ve onda araştırma yapmaya teşvik edilmiştir.

164 ﴿