185O Ramazan ayıdır ki, Kur'ân insanları irşat için ve hak ile bâtılı ayırmanın açık delilleri olarak onda indirilmiştir. Kim içinizden o aya erişirse, orucunu tutsun. Kim de hasta veyahut seferde olursa, diğer günlerde sayısınca oruç tutar. Allah size kolaylık istiyor, size zorluk istemiyor. (Bunu istemesi) sayıyı tamamlamanız ve sizi ilettiği şeye karşı Allah'ı yüceltmeniz içindir ki, şükredesiniz diye. "Şehrü ramadâne” mübteda’dır, haberi arkadan gelendir, yahut mahzûf mübtedanın haberidir, takdiri, zaliküm şehrü ramadane'dir. Ya da muzâfm hazfi ile sıyam'dan bedeldir, yani kütibe aleykümüs sıyamu sıyamü şehri ramadane demektir. Sumu izmar ederek yahut veen tesumu'nûn mef'ulü olarak nasb ile (şehre) de okunmuştur. Bu da zayıftır. Ya da eyyamen madudat'tan bedeldir. Şehr şöhretten gelir. Ramadan ramida'nın mastarıdır ki, yanmak manasınadır. Şehr ona muzâf olmuş ve özel isim yapılmıştır. Âlem ve elif nûn'dan dolayı da gayri munsarif olmuştur, tıpkı karganın özel ismi olan ibn de'ye'deki de'ye gibi, Âlem ve müennes olduğu için gayri munsarif olmuştur. Efendimizin: Men same ramadane demesi ise muzâfm hazfine göredir, çünkü karışıklık endişesi yoktur. Ona bu ismin verilmesi onda açlık ve susuzluktan yanmalarındandır yahut onda günahların yanmasındandır yahut ayların adlarını eski dilden çevirirken sıcak günlere rastlamasındandır. "Kur'ân onda indirildi” yani indirilmesi onda başladı, o da Kâdir gecesi idi. Yahut onda toptan dünya göğüne indirildi, sonra parça parça yere indirüdi. Yahut onun hakkında Kur'ân indirildi demektir, o da oruç size yazıldı ayetidir. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'den de şöyle dediği rivâyet edilmiştir: İbrâhîm'in suhufu Ramazan'ın ilk gecesinde indirildi, Tevrat altısında, İncil on üçünde, Kur'ân da yirmi dördünde indirildi. Mevsûl sılasıyla beraber (ellezi ünzile) mübtedanın haberidir yahut sıfatıdır, haber de femen şehide'dir, fe de mübtedanın şart manasını içermesindendir. Bunda şunu bildirme vardır ki, onda indirilme orucun özellikle onda tutulmasına sebep olmuştur. "Hüden linnasi ve beyyinatin minel hüda vel-Furkân” ikisi de Kur'ân'dan hâl’dir, yani indirildi, o mu'cize olmasıyla insanlar için hidâyettir, açık âyetlerdir, insanları hakka götürür, içindeki hikmetler ve hükümlerle hakla bâtılı ayırır. "Femen şehide minkümüş şehre felyesumhu” kim onda hazır olur da yolcu olmazsa onda oruç tutsun. Aslı femen şehide fihi'dir ancak ta'zîm için zâhir isim (şehr) zamirin yerine konulmuştur. Nasbi da zarfiyet ve harfi çerin hazfi iledir. İkinci zamir de mecazen mensûb olmuştur. Şöyle de denilmiştir: Sizden kim ayın hilaline şâhit olursa onu oruç tutsun. O zaman mef’ûlünbih olur, şehittül cum'ate'de olduğu gibi ki, salateha demektir. "Kim de hasta olur veya seferde bulunursa, diğer günlerde sayısınca oruç tutar” geçen hükmü tahsis etmektedir, çünkü yolcu da hasta da ayı görenlerdendir. Belki de tekrar edilmesi bunun içindir ya da neshedilmiş olması akla gelmemesi içindir, nitekim az önceki âyet (ve alel lezine yutıykunehu) neshedilmiştir. "Allah size kolaylık istiyor, size zorluk istemiyor” yani size kolaylaştırmak istiyor, zorlaştırmak istemiyor. Bunun içindir ki, yolculukta ve hastalıkta oruç tutmamayı mubah kılmıştır. “Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir”. Bunlar mahzûf fiilin illetleridir, mâ-kabli de onu göstermektedir yani bu anlatılanların hepsi sizin için meşru kılınmıştır, onlar da şunlardır: Şâhit olanın ayı oruç tutması, kaza yapmasına izin verilenler, tutmadığı günler sayısınca oruç tutmak ve zorluk çekenlere kolaylık sağlanması, bütün bunlar sayıyı tamamlamanız içindir, bu da sırasıyla anlatılmıştır. Çünkü tamamlamak ifadesi sayı sebebiyledir, Allah'ı yüceltmek kaza emrinin ve nasıl yapılacağının illetidir.” teşkürûne” de müsaadenin ve kolaylaştırmanın illetidir. Ya da bunlar çeşitli fiillerin illetleridir, bunlardan her biri de kendi fiilinin illetidir. Ya da bunlar mukadder bir illete ma’tûftur, Meselâ size kolaylık sağlaması yani yaptığınızı bilmeniz ve sayıyı tamam etmeniz gibi. Yüsr'ün üzerine atfı da câizdir ki, yüridü bi-küm li-tükmilu demek olur, tıpkı "yüridune li-yutfiu” (Saf: 8) âyetinde olduğu gibi. Mana da şöyledir: Allah'ı tekbir ederek onu hamdü sena ile yüceltmenizi istiyor. Bunun Ramazan bayramı günündeki tekbir olduğu da söylenmiştir. Şöyle de denilmiştir: Bu, hilal görüldüğü zaman getirilen tekbirdir. Mâ edatının da mastar ya da mevsûl olma ihtimali de vardır, yani sizi hidâyet ettiği şeye uymanız için demek olur. Ebû Bekir rivâyetinde Âsım'dan şedde ile velitükemmilu okuduğu da rivâyet edilmiştir. |
﴾ 185 ﴿