189

Sana hilalleri sorarlar; de ki: Onlar insanlar ve hac için vakit ölçüleridir. Evlere arkalarından gelmek iyilik değildir. Ancak iyilik sakınan kimsenin iyiliğidir. Evlere kapılarından gelin. Allah'tan korkun ki, kurtulasınız.

"Sana hilâllerden sorarlar” bunu Muaz bin Cebel ile Salebe bin Ganem sordular: Hilal neden ip gibi ince doğar da sonra büyür, tepsi gibi olur, sonra da küçülür eski hâline döner, dediler?

"De ki, onlar insanlar ve hac için vakit ölçüleridir". Yani onlar ayın değişmesindeki hikmetten ve durumunun değişmesinden sordular; Allah şöyle cevap vermesini emretti. Bundaki hikmet onun insanlar için alametler olmasıdır, ona bakarak işlerin vakitlerini, vakitlere bağlı olan ibâdetlerin alametlerini bilirler. Özellikle hac için buna büyük ihtiyaç vardır. Çünkü vakit eda ve kaza için önemlidir. Mevakît kelimesi mikat’ın çoğuludur, vakt'ten gelir. Onunla müddet ve zaman arasında şu fark vardır: Müddet mutlaktır, gök çarkının başlangıcından sonuna kadar uzamasını ifade eder. Zaman bölünmüş müddettir. Vakit de bir şey için belirlenen zamandır.

"Evlere arkalarından gelmek iyilik (birr) değildir". Ebû Amr. Verş ve Hafs be'nin zammı ile (büyute), diğerleri ise kesri ile (biyute) okumuşlardır.

"Ancak iyilik Allah'tan korkanın iyiliğidir.” Nâfi' ile İbn Âmir şeddesiz velâkin okumuşlardır. Ensâr hac için ihrama girdikleri zaman ne evlere ne de çadırlara kapısından girmezlerdi, arkasındaki bir delikten yahut bir aralıktan girerlerdi. Bunu da iyilik sayarlardı. Allah onlara bunun iyilik olmadığını; asıl iyiliğin haramlardan ve şehvetlerden sakınanın iyiliği olduğunu bildirdi. Öncesiyle bunun münasebeti şöyledir: Onlar bu iki durumu sormuşlardı yahut hilallerin haccın vakitleri olduğu zikredilince, bu da onların hac işlerinden olunca, bilmünasebe zikretti.

Ya da onlar kendilerini faydası olmayan ve peygamberlik işi ile alâkası bulunmayan şeyden sorup da asıl kendilerini ilgilendiren ve peygamberlikle yakından ilişkisi olan şeyden sormayınca, hemen arkasından sordukları şeyin cevabını verdi. Bundan da bu gibi şeyleri sormalarına ve bunları bilmeye önem vermelerine dikkatlerini çekmek istedi.

Ya da böyle ters soru sormalarına bir misal getirmiş ve onları evin kapısını bırakıp da arkasından girenlere benzetmiştir.

Mana da şöyledir: İyilik böyle ters sorular sormak değildir; ancak iyilik Allah'tan korkanın ve bu gibi şeye cesaret etmeyenin iyiliğidir.

"Evlere kapılarından gelin” zira bundan sapmada iyilik yoktur; öyleyse işlere olur tarafından yaklaşın.

"Allah'tan korkun” hükümlerini bozmada ve yaptıklarına itiraz etmede.

"ki, kurtulasınız” hidâyeti ve iyiliği elde edersiniz.

189 ﴿