197Hac belli aylardır. Kim bunlarda haccı kendine farz kılarsa, hacda kadına yaklaşmak, günah işlemek ve tartışmak yoktur. Hayırdan ne yaparsanız, Allah onu bilir. Azık edinin; şüphesiz azığın hayırlısı takvadır. Ey saf akıl sahipleri, benden korkun. "Hac aylardır” yani vakti demektir, Meselâ: Soğuk iki aydır sözü gibi "belli” bilinen aylardır, onlar da şevval, zilkade ve zilhicce'nin dokuz günü, kurban gecesi de bize göre buna dahildir. Ebû Hanîfe rahmetüllahi aleyhe göre ise zilhiccenin on günüdür. Mâlik'e göre ise zilhiccenin tamamıdır. İhtilaf şuna dayanmaktadır; hac vaktinden maksat ihram vakti midir yahut hac işlerinin ve ibâdetlerinin vakti midir yahut ondan başka ibâdetleri yapmanın hoş olmadığı vakit midir? İmâm-ı Mâlik zilhiccenin kalanında umre yapmayı mekruh görmüştür. Ebû Hanîfe ise her kadar şevvaldan önce ihramı sahih saymışsa da mekruh görmüştür. İki ay on güne (üç) ay demesi, parçayı bütünün yerine koymasındandır ya da birden fazlasına cemi denilmesindendir. "Kim bunlarda haccı kendine farz kılarsa” bize göre kim bunlarda ihrama girmekle veya lebbeyk okumakla haccı kendine vâcip kılarsa, Ebû Hanîfe'ye göre kurban göndermekle vâcip kılarsa, demektir. Bu, Şâfiî'nin görüşünün ve hac için ihrama girenin onu tamamlaması gerektiğinin delilidir. "Felâ refese” cima yahut çirkin söz yoktur, "vela fusuka” sövmekle ve mahzurları irtikâp etmekle şerîatın dışına çıkmak yoktur. "Vela cidale” hizmetçilerle ve arkadaşlarla dalaşmak yoktur. "Hac'da” hac günlerinde. Bu üçünü men etme niyetiyle bertaraf etmesi mübalağa içindir ve bunların gerçekten olmaması gerektiğini göstermek içindir. Bunlar bizzat çirkin şeylerse de hacda daha da çirkindir, Meselâ namazı ipek elbise ile kılmak ve Kur'ân'ı şarkı tarzında okumak gibi. Çünkü hac doğalın dışına çıkmadır, adetlerden sırf ibâdete geçmedir. İbn Kesîr ile Ebû Amr ilk ikisini ref ile okumuşlardır ki, cima ve fasıldık asla olmamalıdır demektir. Üçüncüsünü de feth ile vela cidale okumuşlardır ki, hacda muhalefet yoktur demektir. Zira Kureyş diğer Araplara muhalefet eder; Meş'aril haram'da vakfeye dururdu. Onların da Arafat'ta vakfeye durmakla emredilmeleriyle muhalefet ortadan kalktı. "Hayırdan ne yaparsanız Allah onu bilir". Bu da şerri yasakladıktan sonra hayra teşviktir, Tâ ki, onunla değiştirilsin ve onun yerine bu kullanılsın. "Azık edinin; şüphesiz azığın hayırlısı takvadır” âhiretiniz için takvayı azık edinin, çünkü o azığın en hayırlısıdır. Şöyle denilmiştir: Bu âyet Yemenliler hakkında indi, onlar hacca gelirlerdi, azık edinmezlerdi ve: Bizler mütevekkiliz der ve insanlara yük olurlardı. Onların da azık edinmeleri, ısrarla dilencilikten vazgeçmeleri ve insanlara ağırlık vermemeleri emredildi. "Ey saf akıl sahipleri, benden korkun” çünkü akim hükmü Allah'tan korkmak ve ondan çekinmektir. Onları takvaya özendirdi, sonra da bundan maksadın Allahü teâlâ olmasını emretti ki, ondan başka her şeyden el çeksinler. Nefsî arzulardan arınmış saf akim gereği de budur. Bunun içindir ki, özellikle akıl sahiplerine böyle hitap etmiştir. |
﴾ 197 ﴿