243

Binlerce oldukları hâlde ölüm korkusu ile yurtlarından çıkanları görmedin mi? Allah onlara:

"Ölün” dedi. Sonra da onları diriltti. Şüphesiz Allah, insanlara karşı lütuf sâhibidir, fakat insanların çoğu şükretmezler.

"Elemtere” ehl-i kitaptan ve tarihçilerden kıssalarını duyanlar için şaşırtma ve ikrar ettirmedir. Bazen bununla görmeyen ve duymayana da hitap edilir, çünkü bu, şaşılacak şeyde misal hâline gelmiştir.

"Yurtlarından çıkanları?” Vasıt tarafında Daraverdan kentinin halkını murat ediyor, aralarında öîet çıktı, onlar da kaçarak yurtlarını terk ettiler. Allah da onları öldürdü, sonra da onları ibret almaları ve Allah’ın kaza ve kaderinden kaçış olmadığını iyice bilmeleri için diriltti.

Ya da İsrâîl oğullarından bir kavimdir, kralları onları cihada davet etti, onlar da ölüm korkusu ile firar ettiler; Allah da onları sekiz gün öldürdü, sonra da diriltti.

"Binlerce olarak” yani çok idiler demektir. On bin oldukları, otuzbin oldukları, yetmiş bin oldukları söylenmiştir. Onların müteellif (bir araya gelmiş, uzlaşmış) oldukları da söylenmiştir ki, o zaman uluf, elf'in yahut alif'in çoğulu olur, kaid ve kuud gibi, vâv da hâliye olur.

"Ölüm korkusuyla” mef’ûlün lehtir (ölüm korkusundan demektir).

"Allah onlara "ölün” dedi". Yani Allah onlara ölün, dedi, onlar da öldüler, tıpkı:

"Ol” der ve oluverir” (En'âm: 73) ve diğer benzeri âyetler gibi.

Mana da şöyledir: onlar Allah'ın emri ve dilemesiyle bir tek kişi gibi can verdiler.

Şöyle de denilmiştir: Onlara bir melek seslendi, bunun Allah'a isnat edilmesi, onları korkutmak ve sarsmak içindir.

"Sonra diriltti” şöyle denilmiştir: Hazkil aleyhisselâm Daraverdan kentine uğradı, kemikleri kaval gibi olmuş ve organları dağılmıştı. Onlara şaştı, Allah da ona: Onlara, Allah'ın izni ile kalkın, diye seslenmesini vahyetti. O da seslendi, onlar da: Allah'ım, seni tenzih ederiz, senden başka ilâh yoktur diyerek kalktılar. Kıssanın faydası Müslümanları cihada teşvik etmek ve şehitliğe göğüs gerdirmektir. Onları tevekküle ve kazaya teslim olmaya heveslendirmektir.

"Şüphesiz Allah, insanlara karşı lütuf sâhibidir” şöyle ki, ibret alsınlar ve kurtulsunlar diye onları diriltti ve basiret gözlerinin açılması için de onlara kıssayı anlattı.

"Fakat insanların çoğu şükretmezler” yani ona gereği gibi şükretmezler demektir. Şükürden ibret almak ve kalp gözünün açılmasını anlamak da câizdir.

243 ﴿