26

De ki: Allah'ım, ey mülkün sâhibi, sen mülkü dilediğine verirsin, mülkü dilediğinden çeker alırsın. Dilediğini azîz eder, dilediğini hor edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye kâdirsin.

"Kulillahümme” mim "ya"nın yerine getirilmiştir, bunun içindir ki, ikisi birleşmez. Bu, bu ismin özelliğindendir, tıpkı üzerine lâm-ı tarif getirildiği hâlde hemzesinin kat' olması ve kasemde te'nin de ona hâs olması gibi. Aslının: Ya allahu ümmene bihayr olduğu da söylenmiştir. Nida harfinin, fiile bağlı olanların ve hemzesinin atılmasıyla tahfif edilmiştir.

"Mülkün sâhibisin” mal sahipleri gibi onda tasarruf eder. Bu da Sîbeveyh'e göre ikinci nidadır, allahümmedeki mim sıfat olmasına manidir.

"Mülkü dilediğine verirsin, mülkü dilediğinden çeker alırsın” ondan dilediğine dilediğin kadar verir geri alırsın. Birinci mülk genel, diğer ikisi ondan iki parçadır. Mülkten maksat peygamberlik, alınmasından maksadın da bir kavimden başka bir kavme naklidir, denilmiştir.

"Dilediğini azîz eder, dilediğini hor edersin” dünyada yahut âhirette yahut ikisinde, yardım etmek ve kesmekle, muvaffak edip başarısız kılmakla.

"Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye kâdirsin” hayrı tek zikretmesi onun bizzat hükme bağlanmasındandır, şer ise dolaylı olarak hükme bağlanır. Zira küllî bir hayır içermedikçe cüz'î bir şer bulunmaz.

Ya da hitapta edebe riayet etmek için yalnız hayır söylenmiştir. Çünkü söz onun hakkındadır. Zira

rivâyete göre Efendimiz aleyhisselâm hendeği planlayıp da her on kişiye kırkar arşın verince büyük bir kaya göründü, ona kazmalar işlemedi. Selman'ı haber vermesi için Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e gönderdiler. Geldi, kazmayı aldı, ona bir vurdu, onu çatlattı ve ondan bir kıvılcım çıktı; Medîne'nin aşağısını ve yukarısını aydınlattı, sanki karanlık odada kandil varmış gibi oldu. Kendisi tekbir getirdi, onunla beraber Müslümanlar da tekbir getirdiler. Kendisi: Bana Hiyre'nin sarayları göründü, sanki onlar köpeklerin kuyrukları gibi idi, dedi. Sonra ikincisini vurdu: Bana Rum'un kırmızı sarayları göründü, dedi. Sonra da üçüncüsünü vurdu: Bana San'a'nın sarayları göründü. Cebrâîl bana ümmetimin bütün buralara çıkacağını haber verdi, size müjde, dedi! Bunun üzerine kâfirler: Nasıl da şaşmıyorsunuz, sizi ümitlendiriyor, size olmaz şeyi va'dediyor ve size Yesrib'ten Hiyre'nin saraylarını gördüğünü ve onları fethedeceğinizi haber veriyor. Siz ise korkudan hendek kazıyorsunuz, dediler! Âyet bunun üzerine indi. Şerre de "Şüphesiz sen her şeye kâdirsin” sözüyle de dikkat çekmiştir.

26 ﴿