81

Bir zamanlar Allah, peygamberlerden: Yemin olsun ki, size kitap ve hikmet verdim, sonra da size yanınızdakini tasdik edici bir peygamber geldiği zaman ona mutlaka îman edeceğinize ve ona yardım edeceğinize dâir sağlam söz almıştı.

"Bunu kabul ettiniz ve üzerinize bu ağır yükümü aldınız mı?” dedi. Onlar da:

"İkrar ettik” dediler. O da:

"Şâhit olun; ben de sizinle beraber şâhit olanlardanım” dedi.

"Ve iz ehazallahu misaken nebiyyine lema ateytüküm...” bunun (söz almanın) zahiri üzerine olduğu söylenmiştir; çünkü peygamberler böyle olursa, ümmetleri haydi haydi öyle olur. Bunun

manası şöyledir de denilmiştir: Allah bu sözü hem peygamberlerden hem de ümmetlerinden aldı, onları zikretmekle ümmetlere hacet kalmadı.

Şöyle de denilmiştir: Misakın peygamberlere izafeti mastarın fâ'iline izafeti kısmmdandır,

Mana da şöyledir: Allah peygamberlerin ümmetlerinden aldığı sözü aldığı zaman.

Şöyle de denilmiştir: Maksat peygamberlerin evlatlarıdır, burada muzâf hazfedilmiştir, onlar da İsrâîl oğullarıdır yahut onlara alay yollu peygamberler denilmiştir, çünkü onlar: Bizler peygamberliğe Muhammed'den daha layıkız, çünkü bizler ehl-i kitabız, peygamberler de bizden idi, derlerdi. Lema'daki lâm kaseme yol açmak içindir, çünkü söz almak yemin ettirmek manasınadır.

"Mâ"nın da şartıye olma ihtimali vardır, letü'minünne kasemin ve şartın cevabının yerini tutmuştur, 'nın haberiye olma ihtimali de vardır. Hamze mastariye olarak lima okumuştur, yani liecli iytai (size kitabın bir kısmını getirmem, sonra da Allah'ın ona mutlaka îman edeceksiniz ve yardım edeceksiniz diye söz aldığı Resûlünün gelmesi için) demek olur.

Ya da mevsûledir,

Mana da şöyledir: Size verdiğim ve onu tasdik edici bir peygamber geldiği için söz aldı. Lemmâ, hiyne manasına da okunmuştur ki, mana, size verdiğim zaman demek olur.

Ya da lemin ecli demek olur ki, aslı idgam ile lemimma'dır, dile ağır geldiği için üç mimden biri atılmıştır.

"Kâle eakrartüm ve ahaztüm alâ zaliküm ısrî” sözümü aldınız mı? Söze ısr (ağır yük) denilmesi sırta bağlandığı içindir. Zamme ile usrî de okunmuştur ki, o da lügattir, ibr ve ubr gibi.

Ya da isar’ın çoğuludur ki, o da bele bağlanan şeydir.

"Onlar da "ikrar ettik” dediler. O da: Şâhit olun, dedi” ikrarda birbirinize şâhit olun demektir. Hitabın meleklere olduğu da söylenmiştir.

"Ben de sizinle beraber şâhit olanlardanım” ben de ikrarınıza ve birbirinize şahitliğinize şahidim. Bu da tekittir ve ciddi bir uyandır.

81 ﴿