90

Şüphesiz îmanlarından sonra inkâr edenlerin, sonra da İnkârlarını artıranların tevbeleri asla kabul olunmaz. Onlar sapıkların ta kendileridir.

"Şüphesiz îmanlarından sonra inkâr edenlerin, sonra da İnkârlarını artıranların” Meselâ Yahûdîler gibi ki, Mûsa'ya ve Tevrat'a îman ettikten sonra Îsa'yı ve İncil'i inkâr ettiler, sonra da Muhammed'i ve Kur'ân'ı inkâr etmekle küfürlerini artırdılar.

Yahut da gönderilmeden önce Muhammed'e îman ettiler, sonra da ısrar ve inat ederek ve verdikleri sözü bozarak küfürlerini artırdılar.

Ya da bir topluluk gibi ki, bunlar dinden döndüler ve Mekke'ye katıldılar, sonra da: Biz Muhammed'in başına bir şeyler gelmesini bekliyoruz yahut ona döner ve yalandan îman etmekle münâfıklık ederiz, diyerek İnkârlarım artırdılar.

"Onların tevbeleri asla kabul olunmaz” çünkü onlar tevbe etmezler ya da uçurumun kenarına gelince tevbe ederler. Tevbe etmemelerini tevbelerinin kabul olunmam asıyla ifade etmesi, durumlarını ağırlaştırmak ve hâllerini rahmetten ümit kesenlerin hâline benzetmek içindir.

Ya da dinden döndükleri ve inkârları arttığı için tevbelerinin başka değil münâfıklık için olmasındandır. Bu yüzdendir ki, cümlenin başına fe edâtı dahil olmamıştır.

"Onlar sapıkların ta kendileridir” sapıklıkta sebat edenlerdir.

90 ﴿