19

 Ey îman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmanız size helâl değildir. Apaçık kötü bir hareket yapmadıkça, onlara verdiğiniz mehrin bir kısmını ele geçirmek için onlara engel olmayın. Onlarla iyi geçinin, Eğer onlardan hoşlanmazsanız, olur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah ona birçok hayır koymuş olabilir.

"Ey îman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmanız size helâl değildir” bir adam öldüğü zaman onun da birinci sınıf bir mirasçısı olursa elbisesini karısının üzerine atar ve: Onu almaya en haklı benim, derdi. Sonra da isterse onunla ilk mehri ile evlenir, isterse onu başkasıyla evlendirir ve mehrini alırdı. İsterse de kocasından miras kalan şeyi fidye olarak vermesi için onu evlenmekten engellerdi. İşte bunlardan men edildiler. Şöyle denilmiştir: onları miras olarak alıp istemedikleri hâlde yahut zorla evlenmeniz helâl değildir. Hamze ile Kisâî bütün geçtiği yerlerde zamme ile kürhen okumuşlardır, ikisi de lügattir. Zamme ile zorluk, feth ile zorlama olduğu da söylenmiştir. (Onlara verdiğiniz mehrin bir kısmını ele geçirmek için onlara engel olmayın) bu da en terisu'ya atıftır,

"lâ” da nefyi te'kit içindir yani onları evlenmekten men etmeyin, demektir. Adl'in aslı sıkıştırmaktır, adaletid decacetü denir ki, tavuğun yumurtası sıkışıp karnında kalmaktır. Hitabın kocalara olduğu söylenmiştir; onlar hiç ihtiyaçları ve istekleri olmadığı hâlde miraslarına konmak ve mal karşılığında boşamak için kadınları hapsederlerdi.

Şöyle de denilmiştir.

"Kürhen” lâfzında söz bitmiştir, sonra erkek eşlere hitap etmiş ve onları engelleme işinden men etmiştir.

"Apaçık bir kötülük yapmadıkça” Meselâ dik başlılık, geçimsizlik ve iffetsizlik gibi. İstisna en genel zarftan (mutlak vakitten) dir ya da mef’ûlün lehtir, takdiri şöyledir: Fidye vermeleri için onları evlenmekten engellemeyin, ancak çirkin bir şey yaptıkları vakit hariç, ya da hiçbir sebeple engel olmayın ancak çirkin bir şey yapmaları hariç. İbn Kesîr ile Ebû Bekir burada, Ahzap'ta ve Talak'ta yenin fethi ile (mübeyyenetin), kalanlar ise kesri ile okumuşlardır.

"Onlarla iyi geçinin” insaflı davranmak ve güzel söz söylemekle.

"Eğer onlardan hoşlanmazsanız, olur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah ona birçok hayır koymuş olur". Yani hoşlanmadığınız için onlardan ayrılmayın, çünkü bazen nefis dinen daha yararlı ve daha hayırlı olandan hoşlanmaz, bunun tersini sever. Bakışınız din için en iyi olana ve hayrı daha çok olana olmalıdır.

"Asâ” fiili aslında cezanın illetidir, onun yerine geçirilmiştir.

Mana da şöyledir: Eğer onlardan hoşlanmazsanız sabredin, olur ki, hoşlanmadığınız şey sizin için daha hayırlı olur.

19 ﴿