47Ey kendilerine kitap verilenler, bazı yüzleri silip de enselerine döndürmemizden veyahut Cumartesi yaranlarına lâ'net ettiğimiz gibi onlara da lâ'net etmemizden önce yanınızdakini tasdik etmek üzere gönderdiğimiz şeye îman edin. Allah'ın emri yerine getirilmiştir. "Ey kendilerine kitap verilenler, bazı yüzleri silip de enselerine döndürmemizden önce îman edin” onlardan çizgilerini silip de onları arka yani ense durumuna getirmemizden önce ya da onları dünyada veya âhirette geriye çevirmemizden önce demektir. Âyette geçen tams’ın aslı benzer işaretleri silmektir. Bazen de sureti kaldırmada tals (kazıma) manasına gelir. Mutlak çevirmek ve değiştirmek manasına da gelir. Bunun içindir ki, manası, yüzleri değiştirip de saygınlığını ve şanslılığını değiştirmeden ve onlara küçüklük ve şanssızlık maskesini geçirmeden önce ya da onları geldikleri yere döndürmeden önce demektir ki, o da Şâm'ın Ezruat bölgesidir. Bundan da Nadıyr oğullarının sürgünü kastedilmiştir. Şöyle diyenlerin sözleri de buna yakındır: Yüzlerden maksat reislerdir ya da yüzleri silmeden önce yani gözleri ibret almaktan kör etmeden ve kulakları hakkı dinlemekten sağır etmeden ve onları hidâyetten sapıklığa çevirmeden önce. "Veyahut Cumartesi yaranlarına lâ'net ettiğimiz gibi onlara da lâ'net etmeden önce” ya da suretlerini değiştirmeden önce, tıpkı Cumartesi yaranlarına ettiğimiz gibi. Yani bunların suretlerini de onlarınki gibi değiştirmeden önce ya da onlara Dâvûd'un diliyle lâ'net ettiğimiz gibi senin dilinle de lâ'net etmeden önce demektir. (Nel'anehüm'deki) zamir yüzlerin sahiplerine râcidir ya da üslup değiştirme için Ellezîne'ye râcidir ya da vücuhtan itibarlı kimseler kastedilmek üzere vücuha râcidir. Birinci manaya göre tams'a atfı bundan dünyada suret değiştirmenin kastedilmediğini gösterir. Kim de tehdidi dünyada suret değiştirmeye alırsa, bunun henüz beklendiğini ya da bunun îman etmeme şartına bağlı olduğunu söyler İd onlardan bir grup îman etmiştir. "Allah'ın emri oldu” bir şeyin olacağına dâir emri yahut tehdidi veyahut hükmü ve kazası demektir "yerine getirilmiş” geçerli ve tahakkuk etmiş oldu. Binâenaleyh eğer îman etmezseniz size va'dedilen de mutlaka yerine getirilir. |
﴾ 47 ﴿