77

Kendilerine:

"Ellerinizi çekin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin” denen kimseleri görmedin mi? Onlara savaş yazılınca, hemen içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan korkar gibi hatta daha şiddetli bir korku ile korkuyorlar.

"Rabbimiz, bize savaşı niçin yazdın? Bizi yakın bir süreye kadar erteleseydin” dediler. De ki: Dünyanın faydası pek azdır. Âhiret ise sakınanlar için daha hayırlıdır. Siz hurma çekirdeğinin ipliği kadar haksızlığa uğratılmazsınız.

"Kendilerine: Ellerinizi çekin, denilen kimseleri görmedin mi?” yani savaştan çekin demektir,

"namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin” emrolunduğunuz şeylerle meşgul olun, denildiği zaman "onlara savaş yazılınca, hemen içlerinden bir grup insanlardan Allah'tan korkar gibi korkuyorlar” kâfirlerden kendilerini öldürürler diye Allah'tan başlarına azâp indirir diye korktukları gibi korkuyorlar.

"İza” fücaiyedir,

"Lemmâ"nın cevabıdır.

"Ferikun” da mübteda’dır,

"minhüm” sıfatıdır,

"yahşevne” de haberidir.

"Kehaşyetillah” da mastarın mef'ulüne muzâf tütündendir. Mastar yerine düşmüştür ya da "yahşevne"nin fâ'ilinden hâl’dir, mana da insanlardan korkarlar, tıpkı Allah'tan korktukları gibi demektir.

"Ev eşedde haşyeten” ona ma’tûftur eğer onu hâl yaparsan; eğer mastar yaparsan değildir. Çünkü ismi tafdil kendinden sonrasını nasb ederse, emsinden olmaz; bilâkis o Allahü teâlâ’nın ismine ma’tûf olur yani Allah korkusu gibi yahut farz ederek ondan daha çok korkarlar demektir. Meğerki haşyet zate haşyet türünden sayıla Meselâ cedde ciddüh gibi ki, manası da insanlardan Allah'tan korkar gibi korkarlar ya da Allah korkusundan daha çok korkarlar demek olur.

"Rabbimiz, bize savaşı niçin yazdın? Bizi yakın bir süreye kadar erteleseydin, dediler". Bu da ölüm korkusu ile savaştan daha çok el çekmek istemelerindendir. Şu da muhtemeldir ki, bunu ağızlarıyla dememişlerdir, ancak bunu içlerinden geçirmişlerdir; Allah da bunu onlardan nakletmiştir.

"De ki: Dünya faydası pek azdır” çabuk geçer.

"Âhiret ise sakınanlar için daha hayırlıdır. Siz hurma çekirdeğinin ipliği kadar haksızlığa uğratılmazsınız” sevabınızdan en az bir şey dahi eksiltilmez; öyleyse ondan yüz çevirmeyin yahut takdir edilmiş ecellerinizden eksiltilmez demektir. İbn Kesîr, Hamze ve Kisâî daha önce gâip siygası geçtiği için "vela yuzlemune” okumuşlardır.

77 ﴿