90Ancak sizinle onların arasında andlaşma bağı bulunan bir kavme iltica edenler yahut sizinle veyahut kendi kavimleri ile savaşmaktan içleri sıkılmış olarak size gelenler müstesna (onları öldürmeyin). Allah isteseydi mutlaka onları size musallat ederdi de şüphesiz sizinle savaşırlardı. Eğer sizden geri çekilir, sizinle savaşmaz ve barışı size bırakırlarsa, Allah onlara karşı size bir yol bırakmamıştır. (Ancak sizinle onların arasında andlaşma bağı bulunan bir kavme iltica edenler müstesna). Bu da "fehuzuhum vaktüluhum” kavlinden istisnadır yani sizinle ittifak eden ve sizinle savaşmaktan kaçan bir topluluğa katılanlar hariç. Onlar da Huzaa kabilesidir. Onların Eslemliler olduğu da söylenmiştir. Çünkü aleyhis-salâtü ves-selâm Efendimiz Mekke'ye çıkarken Hilal bin Uveymir el - Eslemî ile yardım etmemek ve düşman da olmamak üzere antlaştı. Ona iltica edene onun gibi koruma hakkı verdi. Onların Bekr bin Zeyd’i Menat oğulları oldukları da söylenmiştir. "Ev caukum” bu da sılaya atıftır yani sizinle savaşmaktan ve kendi kavimleriyle savaşmaktan çekinip de size gelenler demektir. Bu da savaşçıları bırakıp da sözleşme yapanlara katılanları yakalanmaları ve öldürülmeleri emredilenlerden istisna etmektedir. Ya da Peygamber'e gelip de her iki grupla savaşmaktan kaçınanlar demektir ya da kavmin sıfatına atıftır, sanki ancak onlar müstesnadır ki, barış yapanlara veyahut lehinize ve aleyhinize savaşmaktan çekinenlere katılanlar demektir. Birincisi daha açıktır, çünkü "eğer sizden çekilirlerse” buyurmuştur. Atıfsız olarak "caukum” de okunmuştur, o zaman ikinci sıfat olur ya da "yesılune"nin açıklaması olur yahut da yeni söz başı olur. "Hasıret suduruhum” da gizli kad edâtı ile hâl olur. Hısereten sudurum yahut hasıratin suduruhum okunması da bunu destekler. Ya da caukum'un hâli olur. Mahzûfun sıfatıdır da denilmiştir ki, caukum kavmen hasırat suduruhum demektir. Onlar da Müdlic oğullarıdır ki, savaşmaksızm Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e geldiler. Hasr darlık ve tutukluktur. (Sizinle savaşmaktan yahut kendi kavimleriyle savaşmaktan). En'in başından atılan harf-i cer ya an'dir ya da lâm'dır. Sizinle savaşmak istemedikleri için demektir. "Allah isteseydi mutlaka onları size musallat ederdi” size karşı yüreklerine cesaret verir ve göğüslerini açardı, korkunuzu içlerinden silerdi, "şüphesiz sizinle savaşırlardı” ellerini sizden çekmezlerdi. "Eğer sizden geri çekilir de sizinle savaşmazlarsa” size taarruz etmezlerse "barışı size bırakırlarsa” teslim olur ve itâat ederlerse "Allah onlara karşı size bir yol bırakmamıştır” onları yakalayıp öldürmenize izin vermemiştir. |
﴾ 90 ﴿