101

Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman eğer kâfirlerin size fenalık yapacağından korkarsanız, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler sizin için apaçık bir düşmandır.

"Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman” yolculuk ettiğiniz zaman "namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur” rekatlarını yarıya indirmede. Günahın olmaması onun vâcip değil câiz olduğunu gösterir. Bunu şu da teyit eder ki, sallallahü aleyhi ve sellem onu yolculukta tam kılmıştır. Hazret-i Âişe radıyallahü teâlâ anha da Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem ile umre yaptı ve: Ya Resûlallah, namazı kısa da yaptım tam da yaptım, orucu tuttuğum da tutmadığım da oldu, dedi. O da: İyi etmişsin, ya Âişe, dedi. Ebû Hanîfe ise onu Hazret-i Ömer'in: Yolculuk namazı iki rekattır, tamdır, eksik değildir, Peygamberiniz sallallahü aleyhi ve sellem'in diliyle böyledir, sözüne bakarak vâcip kılmıştır. Bir de Hazret-i Âişe radıyallahü anh'a: Namaz ilk defa ikişer rekat olarak farz kılındı; seferde yerinde bırakıldı, hazarda artırıldı, buyurmuştur. Bu iki rivâyetin zahirleri bu âyet-i kerimeye muhâliftir. Eğer bu ikisi doğru ise birincisi, o doğrulukta ve yeterlikte tam gibidir diye te'vil edilir.

İkincisi de artırılmasına mani değildir; Öyle ise âyeti, onlar dört kılmağa alışmışlardı; bu sebeple yolculuk namazının iki rekat kısa ve eksik olduğu zannı akıllarına gelince o zanlarına göre ona kısa denmiştir ve günah yoktur demesi de içlerini rahatlatmak içindir, demeğe ihtiyaç yoktur. Namazın kısaltılacağı en kısa mesafe bize göre dört berid'dir, Ebû Hanîfe'ye göre de altı berid'dir. Aksara'dan getirerek "tuksıru” da okunmuştur, o da kasara manasınadır.

"Minassalati” de mahzurun sıfatıdır, yani şey'en minessalati demektir. Bu da Sîbeveyh'e göredir. Ahfeş'e göre de min'in ziyade kılınmasıyla "taksuru"nûn mef'ûlu dür.

"Eğer kâfirlerin size fenalık yapacaklarından korkarsanız.” bu da şart cümlesidir, o zamanki genel duruma göredir. Bunun içindir ki, mefhum-ı muhâlifine itibar edilmemiştir, tıpkı Allahü teâlâ’nın:

"Eğer karı kocanın Allah'ın hududunu yerine getirmemelerinden korkarsanız kadının verdiği fidyede onlara bir günah yoktur” (Bakara: 229) âyetinde de itibar edilmemiştir. Sünnet onun güven hâlinde de câiz olduğunu göstermektedir.

"İn hıftüm” kaydı olmaksızın "minassalati en yeftineküm” şeklinde de okunmuştur ki, kötülük yapmaları da savaşmak ve saldırmaktır.

101 ﴿