2

 Ey îman edenler, ne Allah'ın sembollerini ne haram ay'ı ne Kabe'ye hediye edilen kurbanları ne gerdanlık takılan işaretli hayvanları ne Rablerinden lütuf ve rıza arayarak Beyt-i harâm'ı ziyarete gelen hacıları (bütün bunların haklarını ihlal etmeyi) helâl saymasın. İhramdan çıktığınız zaman avlanın, Mescid-i harâm'dan men ettiler diye birilerine olan nefretiniz sakın sizi tecâvüze sürüklemesin. İyilik ve takva üzerinde yardımlasın; günah ve tecâvüz üzerinde yardımlaşmayla. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah,'ın cezası şiddetlidir.

"Ey îman edenler, Allah'ın şeairini helâl saymayın” yani hac ibâdetlerini (merasimlerini) demektir. Şeair, şairenin çoğuludur ki, o da iş'ar edilen, yani şiar (alâmet) kılınan şeydir. Hac ibâdetlerine ve duraklarına böyle denilmesi, bunların haccm alametlerinden ve ibâdetlerin işaretlerinden (sembollerinden) olmasındandır. Bunlar Allah'ın dinidir de denilmiştir, çünkü Allahü teâlâ:

"Kim ilahi sembollere saygı gösterirse “ (Hac: 32) buyurmuştur ki, dinine demektir. Kullarına belirlediği farzlardır da denilmiştir.

"Ne de haram aya” onda savaşmak veya yerini değiştirmekle.

"Ne de hedy'e” Kabe'ye hediye edilen şeye demektir ki, hedye'nin çoğuludur, tıpkı cedy'in cedyenin çoğulu olması gibi (eyerin altına konan keçe, eyrim, teğelti). "Ne de gerdanlık takılanlara” yani boyunlarına gerdanlık asılan kurbanlıklara demektir. Hedy'e atfedilmesi, özellik içindir. Çünkü onlar hedy'in en kıymetlileridir yahut gerdanlıklara demektir. Onları helâl saymaktan men etmek hedye saldırmanın aşırı derecede haram olduğunu göstermek içindir. Bunun benzeri de Allahü teâlâ'nın:

"Kadınlar ziynetlerini göstermesinler” (Nûr: 31) ayetidir (ziynet gösterilmezse, yeri hiç gösterilmez). Kalaid kılâde'nin çoğuludur, o da kurbanlığın boynuna asılan ayakkabı, ağaç kabuğu ve benzeri şeylerdir, bu da kurbanlık olduğu bilinip de ona sataşılmaması içindir.

"Beytullahil Haram'ı ziyarete gelenlere de Rablerinden lütuf ve rıza aramak için” sevap vermesi ve onlardan râzı olması için. Cümle "âmmîne"de gizli zamirden hâl’dir, onun sıfatı değildir. Çünkü o amildir, tercihe şayan olan da mevsûf olan ismülfail amel etmez. Faydası ise bu gibilere saldırmanın çirkin sayılmasıdır, taarruza mani olana dikkat çekmektir.

Manası şöyledir de denilmiştir: Ticaretle Allah'tan rızık ve kendi inançlarına göre rıza arayanlara. Çünkü

rivâyete göre âyet umretül kazada Yemame hacıları hakkında inmiştir. Müslümanlar onlara saldırmak istediler. Çünkü aralarında Hutaym bin Şüreyh bin Dubey'a vardı ki, Medînelilerin sürülerini götürmüştü. Buna göre âyet mensuhtur. Mü'minlere hitapla "tebteğune” şeklinde de okunmuştur.

(İhramdan çıktığınız zaman avlanın) İhram bittikten sonra avlanmaya izin verilmiştir. Buradan emirden ibahanın murat edilmesinden yasaktan sonra emrin mutlak olarak ibahaya delâlet etmesi lâzım gelmez. Hemze-i vasl’ın harekesinin ona atılmasıyla fe kesre ile de (fistadu) okunmuştur ki, çok zayıftır.

"Ahleltüm” de okunmuştur ki, hallel muhrimu ve ehalle aynı manayadır.

"Vela yecrimenneküm” sizi sürüklemesin yahut size yaptırmasın "şeneânü kavmin” birilerine nefretiniz, şiddetli buğz ve adavetiniz demektir. Şeneân mastardır mef'ulüne yahut fâ'iline muzâftır. İbn Âmir, İsmâîl de Nâfi'’den, İbn Ayyaş da Âsım'dan naklen nûn'un sükûnu ile (şen'ân) okumuşlardır, bu da mastardır, leyyan gibi, ya da na'ttır ki, bağîdü kavmin (bir toplumun kötüsü sizi sürüklemesin demektir). 'lân vezni na'tta daha çok kullanılır, Meselâ atsan ve sekran gibi. (Sizi Mescid-i harâm'dan men ettiler diye) lien sadduküm (Hûdeybiye seferinde sizi men ettiler diye). İbn Kesîr ile Ebû Bekir cevabına "lâ yecrimenneküm"den dolayı ihtiyaç kalmayan ara şart cümlesi olarak hemzenin kesri ile (in sadduküm) okumuşlardır.

"En ta'tedu” intikâm almaya demektir.

"Yecrimenneküm"ün ikinci mef'ulüdür, çünkü o teke de ikiye de geçişli olur, Meselâ kesebe gibi. Kim de ye'nin zammı ile "yücrimenneküm” okursa, onu bir mef'ule müteaddiden hemze ile (if'al babına nakille) iki mef'ule geçişli kılmış olur.

"Ve teavenu alel birri vettakva” af, göz yumma, emre itâat ve keyfilikten kaçma üzerinde yardımlasın "günah ve tecâvüz üzerinde yardımlaşmayın” yürek soğutmak ve intikâm almak için yardımlaşmayın.

"Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah,'ın cezası şiddetlidir” intikâmı daha da ağırdır.

2 ﴿