72Biz de onu ve beraberindekileri bizden bir rahmetle kurtardık. Âyetlerimizi inkâr edenlerin ve inanmayanların kökünü kestik. Biz de onu ve beraberindekileri kurtardık” dinde beraberindekileri "bizden bir rahmetle” onlara rahmetle "ve âyetlerimizi inkâr edenlerin kökünü kestik” köklerini kuruttuk "ve inanmayanların” bu da onlardan îman edenlere imadır ve şunu haber vermektedir ki, kurtulanla helâk olan arasındaki fark îmandır. Rivâyete göre onlar putlara taparlardı. Allah onlara Hûd'u gönderdi. Onu yalanladılar ve çok ileri gittiler. Allah da onların yağmurlarını üç yıl durdurdu, perişan oldular. O zaman insanların müslümanı ve müşriki başlarına bir belâ geldiği zaman Beytullah'a gider, Allah'tan onu kaldırmasını isterlerdi. Onlar da Kayl bin Anz ile Mersed bin Sad'i yetmiş kişiyle Ka'be'ye gönderdiler. Bunlar eşraftan idiler. O zaman Mekke'de Amalkalılar otururlardı. Bunlar İmlik bin Lavez bin Sam evlatlarından idiler. Reisleri Muaviye bin Bekir idi. Bunlar ona geldiklerinde o Mekke'nin dışında idi. Onları konuk etti ve onları ağırladı. Onun dayıları ve hısımları idiler. Yanında bir ay kaldılar, içki içiyorlardı. Cerade denen iki cariye de onlara şarkılar söylüyorlardı. Onların görevlerini ihmal edip de eğlenceye dalarak gafletlerini görünce buna üzüldü ve onlara bundan hoşlanmadığını hissettirmemek için de bir şey diyemedi. Sonunda iki cariyeye şu beyitleri öğretti: Ey Kayl, uyarı, yazıklar olsun sana, kalk Allah'a dua et, Belki Allah bulutlardan bizeyağmur indirir. Âd toprağını sular, çünkü Âd kavmi Artık konuşamaz hâle geldiler. Cariyeler bu şiirleri şarkı hâlinde okudular. Onlar da bundan rahatsız oldular. Mersed: Allah'a yemin ederim ki, duanızla yağmur yağmaz, ancak Peygamberinize itâat eder ve Allah’a tevbe ederseniz Allah size yağmur verir, dedi. Onlar da Muaviye'ye: Onu yanında tut, bizimle Mekke'ye gelmesin, çünkü o, Hûd'un dinine girdi, bizim dinimizi bıraktı, dediler. Sonra Mekke'ye girdiler. Kayl: Allah'ım, Âd'e nasıl yağmur vereceksen öyle ver, dedi. Allahü teâlâ da üç bulut peyda etti: Biri beyaz, biri kızıl, biri de kara idi. Sonra ona gökten bir ses geldi: Ey Kayl, kendin ve kavmin için seç, dedi. O da: Ben karasını seçtim, çünkü onun suyu daha çoktur, dedi. Bulut Muğis vadisinden Âd kavmine göründü, ona sevindiler ve: İşte bize yağmur yağdıracak bulut, dediler! Ondan öyle kısır bir rüzgâr geldi ki, onları helâk etti. Hûd ve yanındaki mü'minler kurtuldular. Mekke'ye geldiler, ölünceye kadar orada Allah'a ibâdet ettiler. |
﴾ 72 ﴿