78Bunun üzerine onları o sarsıntı tuttu; yurtlarında diz çökenler oldular. "Bunun üzerine onları o sarsıntı tuttu” yani zelzele demektir. "Yurtlarında diz çöküp kaldılar” sessiz ölüler olarak. Rivâyete göre onlar Âd kavminden sonra yurtlarını imar ettiler, çoğaldılar, uzun ömürler sürdüler. Öyle ki, binalar buna yetmedi, onlar da dağlardan kaya evler edindiler. Bolluk ve refah içinde idiler. Taşkınlık ettiler, yeryüzünde bozgunculuk ettiler ve putlara taptılar. Allah da onlara eşraflarından Sâlih'i gönderdi; onları uyardı, ondan mu'cize istediler, o da: Nasıl bir mu'cize istiyorsunuz, dedi? Onlar da: Bizimle beraber bayrama çık, sen kendi İlâhına dua edersin, biz de kendi İlâhlarımıza dua ederiz, kiminki kabul olunursa, onun arkasına düşelim, dediler. Onlarla beraber çıktı, onlar putlarına dua ettiler, putlar cevap vermediler. Sonra başkanları Cunda' bin Amr tek duran el - Kâzibe dedikleri bir kayaya işâret ederek: Bu kayadan iri, karnı büyük ve tüylü bir dişi deve çıkar. Eğer bunu yaparsan seni tasdik ederiz, dedi. Sâlih de onlardan sağlam söz aldı. Eğer bunu yaparsam mutlaka îman eder misiniz, dedi? Onlar da: Evet, dediler. Sâlih namaz kıldı, Rabbine dua etti, kaya doğum yapan anne gibi sancılandı. İçinden tam istedikleri gibi on aylık gebe karnı büyük ve tüylü bir dişi deve (maya) çıktı. Onlar da buna bakıyorlardı. Sonra kendi gibi iri bir potuk doğurdu. Cunda' bir bölük insanla beraber ona îman etti. Diğerlerini ise Zuab, putlarla görevli Habbab ve kâhinleri Rebab bin Sam'ar îman etmekten alıkoydular. Deve yavrusuyla beraber ağaçlardan otluyor ve gün aşırı suya geliyordu. Başını kuyudan kaldırmadan suyun hepsini içiyordu. Sonra bacaklarının arasını açıyordu. Ondan istedikleri kadar süt sağıyorlardı. Kaplarını dolduruyor, içiyor ve artanını kaldırıyorlardı. Yazın vadinin eteğinde yaşıyor, davarları ondan derenin yatağına kaçıyordu. Kışın da dere yatağında yatıyor, davarları yamaçlara kaçıyordu. Bu onlara zor geldi, Uneyze Ümmü Ğanem ile Sadaka bint Muhtar adlarında iki kadın deveyi kesmelerini önerdiler. Onlar da deveyi kestiler, etini bölüştüler. Yavrusu da Faret adında bir dağa çıktı, üç defa köpürdü. Sâlih onlara: Yavruya yetişin, belki üzerinizden azâp kaldırılır, dedi. Onlar da yetişemediler. Kaya yarıldı, o da içine girdi. Sâlih onlara: Sabahleyin yüzleriniz sararacak, yarından sonra kızaracak, üçüncü günde de kararacak, sonra da size azâp gelecek, dedi. Alametleri görünce Sâlih'i öldürmek istediler, Allah onu Filistin toprağına atarak kurtardı. Dördüncü günün sabahı olunca ölü kokusu süründüler, deriden kefenlere sarındılar. Gökten bir ses geldi, kalplerini paramparça etti, böylece helâk oldular. |
﴾ 78 ﴿