86

Ona îman edenleri tehdit ederek ve onları Allah'ın yolundan çevirerek her yola oturmayın ve onun eğrilmesini istemeyin. Hatırlayın, hani siz az idiniz de sizi çoğaltmıştı. Bakın, bozguncuların sonu nasıl oldu!

"Tehdit ederek her yola oturmayın” din yollarından her yola şeytan gibi oturmayın. Hak yolu her ne kadar tek ise de ancak marifetler, hudutlar ve ahkâmlar gibi dallara ayrılır. Onlar bunlardan birine koşan birini gördükleri zaman onu men ederlerdi.

Şöyle de denilmiştir: Gözetleme noktalarına oturur, Şuayb'e gitmek isteyene: O yalancıdır, sâkin seni dîninden çevirmesin, derler ve ona inananı tehdit ederlerdi. Yol kestikleri de söylenmiştir.

"Allah'ın yolundan çevirerek” yani Allah'ın yolunda oturanları demektir. Zamirin yerine zahirin konulması her yolu açıklamak, çevirdikleri şeyin büyüklüğünü göstermek ve hâllerini kötülemek içindir.

Ya da Allah'a îmandan çevirerek demektir.

"Men amene bihi” Allah'a îman edeni ya da birinciye (üzerine oturdukları din yoluna) göre her yola îman edeni demektir.

"Men” yakını amel ettirme kuralına göre "tesuddune"nin mef'ûlüdür. Eğer "Tuidune"nin mefultı olsa idi, tesuddunehüm derdi. Tuidune de üzerine atfedilenlerle beraber takudu'daki zamirden hâl’dir.

"Eğriliğini arayarak” Allah yolunun eğriliğini arayarak demektir ki, o da içine şüphe atmakla yahut insanlara eğri olduğunu söylemekledir.

"Hatırlayın, hani siz az idiniz” adediniz yahut hazırlığınız "sizi çoğalttı” nesile ve mala bereket vermekle.

"Bakın, bozguncuların sonu ne oldu” sizden önceki ümmetlerin sonu, onlardan ibret alın.

86 ﴿