90

Bedevîlerden özür dileyenler, kendilerine izin verilmesi için geldiler. Allah'a ve Resûlüne yalan söyleyenler ise oturdular. İçlerinden kâfirleri acıklı bir azâp çarpacaktır.

"Bedevîlerden özür dileyenler, kendilerine izin verilmesi için geldiler” Esed ve Gatafan kabilelerini kastediyor, bunlar perişan olduklarını ve ailelerinin kalabalık olduğunu ileri sürerek savaşa gitmemek için izin istediler.

Şöyle de denilmiştir: Bunlar Amir bin Tufeyl bölüğüdür: Eğer senin yanında gaza edersek Tay kabilesi ailelerimize ve davarlarımıza saldırır, dediler. Muazzir lâfzı ya azzere filemri'den gelmektedir ki, işte kusur edip mazereti olmadığı hâlde mazereti varmış hissini vermektir.

Ya da i'tezere'den gelir ki, mazeret hazırlamaktır Bunda te zal'a idgam edilmiş ve harekesi de ayn'e nakledilmiştir. İki sâkin cem olduğu için ayn'i meksûr ve ses uyumundan dolayı da Mazmûm okumak da câizdir. Ancak böyle okuyan olmamıştır. Ya'kûb da özür için çabalamak demek olan a'zere'den "mu'zirun” okumuştur. Ayn’ın ve zal'ın şeddesi ile "mu'izzirun” da okunmuştur ki, bu da i'tezere manasına teazzere'den gelmiş olur. Bu, hatadır, çünkü te ayn'e idgam edilmez. Bunların yapmacıktan mı gerçekten mi özür dilediklerinde ihtilâf edilmiştir, eğer gerçek ise "Allah'a ve Resûlüne inanmayanlar oturdu” kavli başkaları hakkında olur ki, bunlar da bedevîlerin münâfıklarıdır. Bunlar îman iddia etmede Allah'a ve Resûlüne yalan söylediler, bunlar her ne kadar birinci gruplar ise de özür dilemeleri yalandır.

"İçlerinden kâfirleri çarpacaktır” bedevîlerin yahut özür dileyenlerin içlerinden; çünkü onlardan kimileri küfründen değil de tembelliğinden özür dilemişti.

"Acıklı bir azâp” öldürme ve ateşle.

90 ﴿